17.Karma

1.3K 118 74
                                    

"Karma der ki; Aynı şey sana yapılıncayadek birine ne kadar zarar verdiğini asla anlamayacaksın."

Keyifli okumalar 🧡

_


Umut'tan;

Odamın penceresini açıp soğuk havanın yüzüme vurmasına izin verdim.

Konağa dönüşümün üzerinden üç ay geçmiş, o geceden bu yana Savaş ile bir daha karşılaşmamıştık.

Boşanmamız ise mahkemeye Savaş'ın avukatının katılması ile gerçekleşmişti. Yaptıklarından dolayı ona kızgındım, ona tekrar dönmeyecek, bundan sonra hayatıma bakacaktım ama nerede ve ne yaptığını merak ediyordum işte.

İyi durumda olduğunu dilemekten başka bir çarem yoktu ne yazık ki.

Aslında durumdan babamlara bahsetsem çalışanımız Mahmut abinin Savaş'ı bulması en fazla bir gününü alırdı ama onu merak edişimin kulağına gidipte onu umutlandırmasını istemiyordum.

Babamlar demişken..

Savaş ile konaktan ayrıldığımız ve babamın bana küstüğü günden beri Deniz abi meğerse Abdullah bey ile ilgili bilgi toplamaya başlamış ve bu sayede Leyla'ya ulaşmıştı.

Bir kez daha ödeyemeyeceğim türden bir iyilik yapmıştı bana canım babam.

Ha bu arada,
Halime hanım benim konağı terkettiğim gecenin sabahında hayata gözlerini kapatmış ve Karadağ'lar hayatımızdan sonsuza kadar çıkmışlardı.

Okula gitmek için çantamı hazırlayıp omuzuma attıktan sonra odadan çıktım.

Merdivenleri hızlıca inip avluya vardığımda Deniz abi durdurdu beni.

"Kahvaltı etmeden nereye böyle?"

Sıkıca yanağını öptüm.

"Günaydın babamm."

"Şirinlik yapma hiç. Sen artık denetimli serbestsin öyle kafanın estiği gibi davranamazsın."

"Okula gidiyorum zaten birşey yaptığım yok ki."

En masum ifademi yüzüme yerleştirip gülmem sanırım herhangi bir sonuç vermemişti.

"Bizden birşey saklamadığına eminsin yani?"

"Ama ben okula çok geç kalıyorum şuan."

"İyi hadi dikkatlice git gel. Aslında seni Yılmaz'a emanet etmemiz gerekiyordu ama dua et babanla sana hala güveniyoruz."

"Emin olun güveninizi kıracak birşey yapmayacağım. Hadi görüşürüz."

Diyerek Deniz abiye hızlıca sarılıp konaktan ayrıldım.

Yokuş aşağı ilerledikten sonra köşeyi dönüp beni bekleyen arabayı gördüğümde etrafı kolaçan ettikten sonra kapıyı açıp ön koltuğa  oturdum.

"Günaydın."

Uzanıp Selim'in dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğumda geri çekilmeme izin vermeden kolumdan tuttuğu gibi tekrar dudaklarıma yapıştı.

Ağır bir ritimde birkaç saniye öpüştükten sonra ayrıldık.

"İşte şimdi aydı günüm."

Gülümsememi gizlemeden yüzüne baktım.

Onun yanındayken ne hissettiğimi gizlemiyor, nasıl davranmam gerektiği ile ilgili kendimi kasmıyordum. Sonsuz anlayışı, ona duyduğum güven ve beni üzmeyeceğini bilmem ise onun yanındayken kendimi değerli hissettiriyordu bana.

Umut - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin