Düğün dernek.

1.1K 46 19
                                    

Selamlar efenim nasılsınız? Bol atışmalı, ufak bir kaoslu bölümümüzle sizi baş başa bırakayım.

Bana ulaşabileceğiniz hesaplarım;
instagram; iremilkiin
wattpad; iremilkinn

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

Üniversite zamanlarımda inanılmaz sosyal bir insandım. Her gün arkadaşlarımla buluşurdum. Eve akşamdan akşama gelirdim. Ama yaşım ilerledikçe bu durum değişmişti. Artık eskisi kadar gezmiyordum. Üniversite zamanlarında kalan arkadaşlarımla da çok nadir buluşuyorduk. Bazıları evlenmişti hatta çocuk sahibi bile olan vardı, bazıları yurt dışına gitmişti. Bazıları da benim gibi kariyer odaklı gidiyordu. Benimse... Benim daha hayatımda biri dahi yoktu. Bu aslında kendi tercihimdi ama bazen bu durumdan şikayet ediyordum. Hem ilişki isteyen hem de ilişkiden sonuna kadar kaçan biriydim. Yolda giderken bunları düşünüyordum. Bugün Sinem sabahtan beri aramış Mehtap'la beraber üçlü kahvaltı yapmayı teklif etmişti. Ben de direkt kabul etmiştim. Abimlerle sık sık görüşebiliyorduk çünkü restorana uğruyordum çoğunlukla. Ama son zamanlarda Sinem ve Mehtapla çok görüşemiyorduk. Yaz geldiği için işler daha yoğunlaşmıştı. Hem onlar açısından hem de benim.

Elimde yine detoks suyum vardı. En son bunu arabada içerken yaşadıklarım aklıma gelince kaşlarım çatıldı. O dağ ayısı bana çarpıp elbisemi mahvetmişti. O elbisemi temizlemeye göndermiştim ama psikolojik olarak mı yoksa gerçekten mi bilmiyorum ama gözüme eskisi gibi görünmüyordu. Bunları düşünmeyi bırakıp radyodan gelen sese kulağımı verdim. Yine hareketli bir şarkı çalıyordu ve ben keyifle gidiyordum. Olduğum her andan keyif almaya çalışan biriydim. Diğer türlü bu hayat nasıl çekilirdi bilmiyordum. Nihayet kafeye gelmemle arabayı park edip güneş gözlüklerimi taktım. Bu hayatta vazgeçemeyeceğim şeylerden biri de kesinlikle güneş gözlüğüydü. Girişteki aynadan kendimi süzdüm. Bugün üstümde kırmızı bir crop ve siyah bir etek vardı. Siyah çantam ve siyah topuklu ayakkabılarımı giymiştim. Bugün çoğunlukla  siyah olmak istemiştim. Uzun sarı saçlarımı tepeden bir at kuyruğu yapmıştım. Kafenin içine girmemle Sinem beni gördü. Gülümseyip yanıma geldi. Kollarını bana dolayıp sarıldı. Ben de aynı şekilde kollarımı ona dolayıp sarıldım.

''Hoş geldin bebek.''

''Hoş buldum aşkım.''

Birbirimizden ayrılıp bu sefer Mehtap'la sarıldık.

''Hoş geldin.''

''Hoş buldum.'' Ondan da ayrılıp arkadaki masalardan birine oturduk. Kafe sabah saatleri olmasına rağmen kalabalık görünüyordu. Kahvaltıyı ben gelmeden hazırlattığı için masa hazırdı. Parlayan gözlerle masaya baktım.

''Kurt gibi açım.'' Dediğime onlar gülerken ben gözlerimi masadan alamıyordum. Kahvaltı kesinlikle zayıf noktamdı. Yemeye başlamamızla konu konuyu açıp uzun bir süre sohbet etmiştik. Kahvaltıdan sonra birer türk kahvesi de içtik. Benim artık atölyeye geçmem gerektiğinde ayaklandım.

''Ben artık gideyim. ''

''Ben de kalkayım.'' Mehtap'ın da ayaklanmasıyla Sinem'le sarıldık.

''Biraz daha kalsaydınız.''

''Gidelim artık, işler güçler işte. Senin de işin vardır.''

''Daha sık yapalım bunu.'' Başımı sallayıp kafeden çıkıyorduk ki Sinem'in bize seslenmesiyle duraksadık.

''Aa söylemeyi unutuyordum. Eda'nın nişanı varmış bugün. Ama ben tek gitmek istemiyorum. Sıkılırım. Lütfen siz de gelin.''

Kaşlarım çatıldı. ''Eda'nın nişanında ne işimiz var?'' Eda Sinem'in üniversiteden bir arkadaşıydı ama pek yakın değillerdi. Görünce selam veriyorlardı o kadar.

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin