Bir takım atışmalar.

2.2K 66 23
                                    




Merhaba! Nasılsınız? Uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakayım. İyi okumalar. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. <3

Bölümler için wattpad hesabımı ve instagram hesabımı (iremilkiin) takip etmeyi unutmayın!

Taylor Swift- Blank Space

Genel olarak öfkemi kontrol altına alabilen ve olaylara sakin bakabilen biriydim. Bunda düzenli yaptığım meditasyonun da etkisi vardı. Ama şu an karşımda duran kişiye karşı içimdeki öfke bitmiyor, onu gördükçe gittikçe artıyordu. Kısık gözlerle ona bakıyordum. Evren abiler çoktan sohbete dalmışlardı ama ben ateş saçan gözlerimi ondan çekmiyordum. Bu bakışımdan keyif alıyormuş gibi dudakları hafifçe kıvrıktı.

''Güzelim, sen neden yemiyorsun?'' Engin'in sesiyle bakışlarımı ondan çektim. Çatalımı elime alıp önümdeki tavuktan bir parça aldım. Gülümseyip Engin'e baktım.

''Yiyorum.''

''Siz tanışıyor musunuz?'' Sinem'in, ben ve karşı cinsteki arkadaşa bakarak kurduğu cümleyle birbirimize baktık.

''Sabah ufak bir kaza oldu. Hennayla oradan tanışıyoruz.''

Hepsinin yüzüne telaşlı bir ifade hakim oldu. ''Nasıl yani? Ne kazası?''

Bu sefer sözü ben devraldım. ''Karşıdaki XY kromozomlu arkadaş sabah bana çarptı. Ve özel dikim elbisemi mahvetti. Üstelik de üstten üstten konuştu.''

''Ne? Ne demek çarptı? İyisiniz ikinizde değil mi? Herhangi bir şey oldu mu?'' Evren abinin telaşlı sesiyle ona döndüm.

''Hayır abiciğim bir sorun yok. Tabi elbisem hariç.'' Deyip kısılı gözlerle ona bakmaya döndüm. Gözlerindeki keyifli parıltıları görebiliyordum. Bu durumdan nasıl keyif alabiliyordu?

''Özür diledim sabah. Ben de meraklı değilim çarpmaya. Sabah acil bir yere yetişmem gerektiğinden ilgilenemedim.''

''Kartımı aldın ama bana ulaşmadın?'' Hafifçe duraksadı.

''Buradan çıktıktan sonra arayacaktım.''

''Gecenin köründe arabayla uğraşacaktık yani?'' Yüzünde ne diyeceğini bilemiyormuş gibi bir ifade oluştu. Bu bakışla kaşlarım şüpheyle havalandı.

''Çok geç olsaydı, sabah ulaşacaktım ve ayrıca arabada herhangi bir sorun yoktu bildiğim kadarıyla.

''Yoktu.''

''O zaman arayıp ne yapacaktık? Kahve içmeyi düşünüyordun herhalde.''

Yalandan gülümseyip ona doğru eğildim. ''Evet. O kahveyi başından dökmek için buluşmak isterdim.''

Gözlerindeki keyifli ifadeyle o da bana doğru eğildi. Yüzlerimiz çok yakınlaşmıştı.

''İçini soğutacaksa dökebilirsin. Senin gibi elbisem, elbisem diye gezmem.''

''O elbise özel tasarımdı canım! Öyle uyduruk bir şey değildi.''

Tek kaşı havaya kalktı. ''Canım?''

''Canın çık-''

''Hey, hey! Ne oluyor şu an?'' Mehtap'ın sesiyle aniden ne kadar yakınlaştığımızı fark etmiş gibi geri çekildim. Hepsi dehşet içinde bize bakıyordu.

''Hep böyle kinci ve ters biri midir?'' Ilgaz'ın bizimkilere dönüp sorduğu soruyla sakinleşmek için derin bir nefes aldım.

''Normalde çok tatlı ve sevecenimdir. Sana karşı böyleysem sorunu kendinde arayabilirsin.'' diyerek yalandan gülümsedim. O da aynı şekilde gülümsedi.

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin