Merhaba! Umarım bölümü severek okursunuz. Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok mutlu olurum. Keyifli okumalar.
Önümdeki çizimle uğraşırken bir kez daha bu işi ne kadar sevdiğimi düşünüyordum. Lise zamanlarında aslında aklım çok karışıktı ve asla moda tasarım düşünmüyordum. Hatta o zamanlar, bir hedefim olmadığından dolayı ne kadar strese girdiğimi ve günlerce ağladığımı hatırlıyordum. Ama şimdi buradaydım. Hayallerimin bile ötesindeydim. Hayat, bir şekilde bizi bir yerlere savuruyordu ve bu genelde doğru yer oluyordu.
Kapımın çalmasıyla başımı kaldırdım. Yine boynumu eğmekten her yerim ağrıyordu.
''Gel.''
İçeriye giren kişiyle dudaklarım istemsizce kıvrıldı. Benimki gelmişti. Her boş anında buraya geliyordu.
''Ben geldim.''
''Hoş geldin.''
İhtiyaçla kollarımı ona uzattım. Çok yorulmuştum ve gereken enerjiyi bana onun vereceğini biliyordum. Yanıma gelip kollarını belime doladı. Boynuma da ufak bir öpücük bırakmıştı.
''Yoruldun mu?''
Kollarımı boynuna dolamıştım. ''Çok.''
''Ben çizerim, sen otur.''
Güldüm. Hala sarılıyorduk ve ikimizin de ayrılmaya niyeti yoktu. ''Çöp adam çizmeni istediğimi sanmıyorum.''
''Aşk olsun, Henna! Kendi çapımda bir çizim yeteneğim var.''
Sarılmayı sonlandırıp geri çekildim ve yanağını öptüm. ''Vardır tabi.''
''Evet, var.''
Güldüm. ''Hangi rüzgar attı seni buraya?''
Yüzündeki keyifli ifade hafifçe gölgelendi. İstemsizce kaşlarım çatıldı. Neden bir anda yüzü düşmüştü ki?
''Hiç. Evrenle konuşurken restorana uğrayın, bir göreyim sizi dedi. Beraber gidelim dedim.''
Açıklaması gereken başka bir şey vardı, biliyordum ama bir şey demedim. Zaten kendisinin bana söyleyeceğini biliyordum.
''Olur, yarım saat bekleyebilir misin?''
Başını sallayıp masanın önündeki sandalyelerden birine oturdu. ''Beklerim.''
''Tamamdır, bir şey içmek istiyorsan mutfakta vardır.''
''Yok, içmeyeceğim.''
Keyifsiz hali, beni de kötü hissettirmişti. ''Bir sorun mu var?''
Dayanamayıp sorduğum soruyla, bakışlarını masadan bana çevirdi. ''Hayır, o nereden çıktı?''
''Yüzün asık, şaka yapmıyorsun, beni sinir etmiyorsun.''
Hafifçe güldü. ''Henna! Normalde öyle mi yapıyorum?''
''Evet.''
''Tamam, yapıyorum ama....'' Gerisini getiremedi. Güldüm ve kendi sandalyemden ayrılıp onun yanına gittim. Elimi, elinin üstüne koyup bana bakmasını sağladım.
''Ne oldu bilmiyorum ama sormayacağım. Zaten kendini hazır hissettiğinde bana anlatacağını biliyorum.''
Birkaç saniye, yüzündeki hafif gülümsemeyle bana baktı ve beni omzumdan tutup göğsüne çekti. Dudaklarını saçlarıma bastırıp bir öpücük bıraktı.
''Seni seviyorum.''
Gülümsedim. ''Seni seviyorum.''
Biraz daha Ilgaz'la sarıldıktan sonra ben işime dönmüştüm. Çok az bir kısım kalmıştı ve onu yarım bırakıp gitmek istemiyordum çünkü aklım bu sefer burada kalıyordu. Çizimin kalan ufak kısmını da hallettikten sonra kalemi masaya bıraktım. Bakışlarım Ilgaz'a döndü ki o zaten beni izliyordu. Hafifçe gülümsedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/338216617-288-k699303.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HENNA
Tiểu Thuyết Chung''Ne işin var burada?'' ''Seni görmeye geldim.'' Tek kaşım kalktı. ''Sebep?'' ''Bir sebebi mi olması lazım? Seni görmek istedim sadece.'' 29072023