Karakol.

224 10 0
                                    


Merhabalar, umarım bölümü seversiniz. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

Uykusuzluktan acıyan gözlerimi ovuşturdum. Dün gece Ilgaz'la geç saatlere kadar dizi izlemiştik ve en son ikimizde koltukta uyuyakalmıştık. Sabah uyandığımda ise saatin ona geldiğini görmüştüm. İkimizde işe geç kalmıştık. Ayrıca Ilgaz'ı kaldıramamıştım. Her çağırdığımda, bana biraz daha sırnaşıp "biraz daha uyuyalım" diyordu. Benim de zaten hem uykum geliyordu hem de Ilgaz yanımda olduğu için ve bana sarıldığı için kalkmakta oldukça zorlanmıştım. Ama en sonunda irademe hakim olup uyanmıştım.

Şimdi ise restorana gelmiştim. Çok uykum geliyordu ve bu kafayla hiç iş yapabilecek gibi değildim. Abimin yanına gidip biraz ilgi, sevgi ve kahve molası verip kendime gelirdim. Restorandan içeriye girerken gözlerim direkt abimi buldu. Az ilerde garsonlardan biriyle konuşuyordu. Engin bugün gelmeyecekti, akşam konuşmuştuk ve Mehtap'la nişan için alışverişe gideceğini söylemişti

Evet, nişanlanıyorlardı.

Yaklaşık bir ay sonra nişanı yapmayı düşünüyorlardı. Oldukça heyecanlıydım. Henüz ne giyeceğime de karar verememiştim. Ama daha vaktim olduğu için kafam biraz da olsa rahattı. İlerleyip abimin yanına doğru yürüdüm. Garsonla konuşmasını beklerken bir yandan da etrafı inceliyordum. Sabah saatleri olmasına rağmen yine de kalabalıktı. Burası hem kahvaltı, hem ana yemek hem tatlı hem de öğlen pratik yemekler yaptığı için günün her saati insanlar buraya gelebiliyordu.

Nihayet abimin konuşması bitince arkasına döndü. Dönmesiyle beni görmesi bir olmuştu. Geleceğimi bilmiyordu ve şu an kaşları kalkık bir şekilde bana bakıyordu.

"Fıstığım, hoş geldin." Yanına gidip ona sarıldım. Başımı göğsüne koyup gözlerimi kapattım. Tam şu an uyuyabilirdim.

"Hoş buldum." Sesim mırıltı gibi çıkıyordu.

"Ne oldu? Uyuyamadın mı gece?"

"Ilgaz'la dizi izledik geç saate kadar."

"Daha ikinci günden seni kötü etkilemiş."

Güldüm. "Abi ya!"

"Aç mısın?"

"Hayır, sadece kahve içmek istiyorum."

"Kahvaltı yaptın mı?"

Başım hala göğsündeydi ve geri çekilmiyordum. "Hayır."

"Aç aç kahve içeceksin öyle mi?"

"Evet."

"Olmaz, önce güzel bir kahvaltını yap. Sonra içersin kahveni."

"Lütfen, sadece kahve içeyim."

"Hayır dedim. Otur sen ben ayarlıyorum bir şeyler."

"Peki." Başımı kaldırıp hep oturduğumuz masaya doğru yürüdüm. Abim de bu sırada mutfak kısmına gidiyordu. Kahvaltı yapmadan bana kahve içirmeyeceğini bildiğim için kendimi yormamıştım açıkçası. Birkaç dakika sonra abim elinde tepsiyle gelmişti. Tepsiyi önüme koyup o da oturdu. Tost getirmişti. Yanına da haşlanmış yumurta ve çay vardı.

"Teşekkür ederim."

Elini uzatıp saçlarımı önümden çekti. "Afiyet olsun."

Kahvaltımı etmeye başladım. İlk başta canım hiç istemese de şu an yedikçe acıkıyordum ve yemek istiyordum.

"Nasıl gidiyor, Ilgaz'la?"

Abimin sorduğu soruyla ağzımdaki yemeğimi bitirdim. "Güzel gidiyor."

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin