Hasta Semih.

252 13 2
                                    


Merhaba, biz geldik! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

Hastanelerden herkes kadar ben de nefret ederdim. Hasta olduğumda bile çok kötü olmadığım sürece bu kapıdan içeriye girmezdim. Burası insanı kesinlikle daha da hasta ediyordu. Annem zamanında doktor olmam için ufak bir baskı yapmıştı ama kesinlikle reddetmiştim. Her şey olurdum ama doktor asla olamazdım. Bu mesleği yapanlara da sonsuz saygı duyuyordum.

''Henna, biraz otursan mı abim?'' Gelen sesle irkildim. Düşüncelere o kadar dalmıştım ki olduğum ortamdan soyutlanmıştım.

''Hm?''

''Biraz sakin mi olsan acaba?''

Derin bir nefes aldım. Hastaneye geldiğimizde Semih'i direkt kontrole almışlardı çünkü ateşi çok yüksekti. Biraz daha geç kalsaydık ne olurdu bilmiyordum. Yaklaşık on beş dakikadır bekliyorduk hala gelen giden yoktu. Ilgaz ve abim karşımdaki koltuklara oturmuşlardı ben de geldiğimizden beri bir oraya bir buraya gidiyordum.

''Hala kimse bir şey demedi, normal mi bu?''

''Normal, Henna. Daha on beş dakika oldu.'' Ilgaz'ın dediği şeyle gözlerim ona döndü. Bana bakıyordu.

''Gel.'' Eliyle yanındaki sandalyeyi işaret etti. İç çekip yanına doğru yürüdüm ve sandalyeye oturdum. Bana doğru döndü.

''Merak etme, iyi olacak.''

''Olacak değil mi?''

''Olacak tabi ki.''

Omuzlarım düştü. Gözlerimi ondan çekip önüme çevirdim. Abim kolunu omzuma uzatıp beni göğsüne çekti. Dudaklarını saçlarıma bastırıp yanağını alnıma yasladı. Bu hareketinin beni sakinleştirdiğini biliyordu. Hafifçe gülümsedim. Üçümüzde sessizce oturmaya devam ettik. Kısa bir süre sonra elimin üstünde bir el hissettim. Gözlerimi elime çevirdim.

Ilgaz'dı.

Ona bakmadan gülümsedim. Parmağı avucumun içinde geziyordu.

''Sen kızgın değil misin, neden elini tutuyorsun kardeşimin?'' Abimin sorduğu soruyla gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Beni güldürmek için yapıyordu.

''Kızgınım diye sevgilim olmadığı anlamına mı geliyor, kardeşim?''

''Senin sevgilin olabilir ama sen onun sevgilisi misin bilmiyorum.''

''O ne demek?''

''Bilmem, Henna hiç hoşlanmaz kıskançlıktan.'' İç çekti.

''Sonunda istediğim oldu, kardeşim kimseyle sevgili değil.''

Gülmemek için dudağımı ısırdım. Ilgaz'ın çok hassas bir noktasına basmıştı.

''Ne? Ne demek o ya? Benimle sevgili.''

''Sanmıyorum.''

''Nasıl sanmıyorum ya? Sevgilim işte. Ufak bir tartışmada ayrılacak değiliz.''

İşte tam istediğim o fırsatı bulmuştum. Başımı abimin göğsünden kaldırıp direkt ona baktım.

''Ufak bir tartışma mı? Ben ufak dediğimde 'adamın sana kahve teklifinde bulunması mı ufak?' demiştin, hatırlatırım.''

Kaşlarını çattı. ''Ufak değil, hala diyorum ama ayrılacak kadar da değil.''

''Bence tam ayrılacak kadar, daha ilk aylardan böyle yaparsan diğer aylar ne olur bilemem.'' Abimin büyük bir rahatlıkla kurduğu cümle Ilgaz'ın daha da kaşlarını çatmasına sebep oldu.

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin