HENNA

Nişan günü.

Merhaba, nasılsınız? Uzun zaman sonra yazdığım en uzun bölümdü sanırım. Ben yazarken çok keyif aldım. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi benimle paylaşmaktan çekinmeyin lütfen. Sizi bölümle baş başa bırakayım. İyi okumalar.

Çoğu zaman sakin kalmayı beceren biriydim. Olası bir kriz anında soğukkanlı olup çözüm odaklı davranırdım. Ama şu an içinde bulunduğum durum, beni soğukkanlı olmaktan çok uzak bir noktaya itiyordu. Uykusuzdum, etraf süslerle ve poşetlerle doluydu, Mehtap inanılmaz gergindi ve Enginle ufak bir tartışma yaşamışlardı. Esila bugün çok huysuzdu ve Ilgaz sürekli dibimde dolaşıp saçlarımı, şakağımı ve yanağımı öpüyordu. Sorun şuydu ki kızamıyordum! Benim de hoşuma gidiyordu ama biraz da bu şekilde devam etseydik, abim ikimizi farklı odalara sürükleyecekti.

''Henna, biz ne zaman nişanlanacağız?'' Ilgaz'ın sorduğu saçma soruyla gözlerim ona döndü. Elindeki süsü yerleştirirken bir yandan da benimle konuşuyordu.

''Hiçbir zaman.''

Süsü bırakıp hızla bana döndü. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.

''Ben sadece gönül eğlendiriyorum, Ilgaz. Ne nişanlanması?''

''Ne? Ne demek gönül eğlendiriyorum? Şaka yapıyorsun, değil mi?''

''Hayır.'' Derken bir yandan da gülmemek için kendime engel olmaya çalışıyordum.

''Nasıl hayır?'' Elindeki süsü yere bırakıp hızla yanıma geldi. Yanaklarımı avucu arasına alıp ciddiyetle konuştu.

''Gözlerimin içine bakarak söyle, Henna. Ancak öyle inanırım.''

''Seninle gönül eğlendiriyorum.''

Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. İşi yine eğlenceye bağlamıştı. Dudaklarını alnıma bastırıp hüzünlü bir şekilde bana baktı.

''Pekala, hoşçakal.''

Dayanamayıp güldüm. O da gülmeye başladı. ''Henna, biz çok iyi bir çiftiz ya.''

''Her gün on kere söylüyorsun, Ilgaz. Reddetmem mümkün değil.''

''Sen, öyle düşünmüyor musun yoksa?''

''Düşünüyorum. Acayip iyi bir çiftiz.''

''Kesinlikle.''

''Siz, yine ne yapıyorsunuz orada?''

Abimin sesiyle gülmeyi kesip ciddileştim. Ilgaz'la bakıştık. İkimizde gelecek olan sonucu biliyorduk.

Farklı odalara sürükleyeceklerdi bizi!

''Yardım ediyorum, Henna'ya.''

''Ne bakımdan bir yardım?''

''Sevgi ve ilgi yardımı.''

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

''Hala sevgi, ilgi diyor. Sen bahçenin arka tarafına geç, Ilgaz. Henna burada kalsın.''

Ilgaz ofladı. ''Ayırma bizi, benim öyle verimim düşer.''

''Yalan konuşma.''

''Ciddi söylüyorum, Henna'yla beraber olunca enerjim yükseliyor, motivasyonum artıyor.''

Abim burun kemerini sıkıp gözlerini kapattı. Birkaç saniye öyle durduktan sonra gözlerini açtı.

"İyi, kal. Ama eğer bir kaytarma görürsem bu sefer affetmem."

Ilgaz, iki elini havaya kaldırdı. "Asla, katiyen kaytarma gibi bir şey olamaz."

Abim dayanamayıp güldü. "Sen de şeytan tüyü var biliyor musun? İki saniye kızgın kalamıyoruz sana."