HENNA

Anneyle tanışma.

Merhaba, bir haftadır vizelerle boğuştuğum için bölüm atamadım ama neyse ki bugüne yetişti. Beğenmeyi ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

Günler gelip geçmiş ve Ilgaz'ın annesiyle tanışacağım güne gelmişti. Nişandan sonra zaman çok hızlı geçmişti. Hepimiz işlerimize dönmüş ve çok yoğun tempolarda çalışmaya başlamıştık. Ben hem siparişler üstünde  hem de Ilgaz'a hediye edeceğim gömlek üstünde çalışıyordum. Bir ay önce başlamıştım ve baya da yol kat etmiştim ama daha sonra işlerim yoğunlaşınca ve nişan araya girince öylece kalmıştı. Günlerdir bu gömlek üstündeydim ve şu an karşımda gördüğüm manzara bana çok iyi hissettirmişti

Çok güzel olmuştu.

Koyu lacivert bir kumaşı vardı ve bu renk Ilgaz'a çok yakışıyordu. Sık sık giymiyordu ama bunu ona verdiğimde artık üstünden çıkarmayacağından emindim. Gömleği güzel bir pakete koyup poşetledim. Çok heyecanlı olduğum için direkt vermek istiyordum. Akşam da annesinin yanına gidecektik. Aslında, o beni atölyeden alacaktı ve beraber geçecektik ama gömleği daha erken vermek istediğim için ben onun yanına gidecektim. O yüzden atölyeden ayrılıp arabaya bindim ve ofisine doğru sürmeye başladım.

Ofise gelmemle arabayı park edip indim. Güvenlik zaten daha önce beni gördüğü için gülümseyip girmeme izin verdi.

"Hoş geldiniz, Henna hanım."

"Merhaba, hoş buldum."

"Ilgaz bey odasında."

"Tamam, teşekkür ederim."

Onun yanından ayrılıp Ilgaz'ın odasının olduğu yere doğru yürüdüm. Kapıda asistan vardı. Beni görünce ayaklandı.

"Merhaba, Henna hanım."

"Merhaba."

"Ilgaz bey, odasında. Buyurun."

"Sormayacak mısınız, gelebilir mi diye?"

Gülümsedi. "Ilgaz beyin kesin talimatı var, Henna geldiği zaman direkt odama al dedi."

Gülümsedim. "Peki, teşekkür ederim."

"Rica ederim, buyurun."

Ben odanın kapısını çalarken o yerine geçiyordu. İçerden gelen "gel" sesiyle kapıyı açtım. Nedense hep bu anda içerde hoş şeyler görmeyeceğimi düşünürdüm. Klasik, filmlerde ve kitaplarda hep olurdu. Kadın içeriye girer ve sevdiği adamı hoş olmayan bir halde görür. Düşündüğüm şeylerle derin bir nefes alıp başımı iki yana salladım.

Ilgaz, kafası önündeki kağıtlarla boğuşmuş bir haldeydi. Başını kaldırıp kimin geldiğine baktı. Beni görünce gözleri önce kocaman açıldı daha sonra yüzünde kocaman bir gülümseme oluşup ayaklandı.

"Güzelim, hoş geldin."

"Hoş buldum."

Yanıma gelip bana sarıldı. Büyük bir mutlulukla kollarımı boynuna doladım. Burası benim güvenli ve huzurlu alanımdı. Ona sarılmak sanki bütün sıkıntılarımı alıp götürüyormuş gibi bir his veriyordu.

Sarılmayı sonlandırıp fazla uzaklaşmadan bana baktı. "Bir sorun yok değil mi? Yoksa buraya annenle tanışmak istemiyorum o yüzden senden ayrılıyorum demeye mi geldin? Eğer öyleyse hiç kusura bakma bırakmam seni."

Tekrardan sarıldı ama bu sefer tüm vücudumu kolları arasına almıştı, kolumu dahi oynatamıyordum.

Güldüm. "Saçmalama, Ilgaz. Sana bir şey vermeye geldim."