Ziyaret.

611 26 6
                                    


Selamm. Biz geldik. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Yoğunluğu seven biriydim. Gün içinde koşuşturmayı, sürekli bir şeylerle uğraşmayı severdim. Bunlar bana iyi geliyordu. Yoruluyordum ama bu tempoyu da seviyordum. Alışmıştım da. Bazen haftanın bir günü kendime izin verdiğimde inanılmaz canım sıkılıyordu. Boş oturmak bana göre değildi. Bir şeyler izleyeceksem bile bunu trafikte yapardım. Aynı anda iki işi birden yapıp zamandan tasarruf ederdim. Vaktimi boşa harcamaktan nefret ederdim.

''Merhaba Henna Hanım, hoş geldiniz.''

Gülümsedim. ''Merhabalar, hoş buldum.''

''Zeynep hanım da sizi bekliyordu, şöyle buyurun lütfen.'' Eliyle işaret ettiği odaya yürüdüm. Bugün sabah erkenden kalkmış ve kumaşları temin ettiğimiz yere gelmiştim. Yeni kumaşlar alacaktım. Odaya girmemle Zeynep ayağa kalkıp kocaman gülümsedi.

''Henna! Hoş geldin canım.''

''Hoş buldum. Nasılsın?''

''İyiyim, sen nasılsın? İşler nasıl?''

''İyiyim bende, işler de çok iyi. Siz de nasıl?''

''Bizde de iyi. Her şey yolunda.''

Bize birer kahve söyledikten sonra kumaşlara bakmaya geçmiştik. Güzel bir siyah kumaş bulduktan sonra elime aldım. İşte benim de kendimi en iyi hissettiğim yer burasıydı. Kumaşların içinde olmak bana iyi geliyordu. Kumaşlarımı alıp Zeynep'le vedalaştıktan sonra oradan ayrıldım. Fazla uzun sürmeyen bir yolculuktan sonra atölyeye gelmiştim. Kumaşlarımı da alıp atölyeden içeriye girdim. Emir elimin dolu olduğunu görünce yardıma gelmişti.

''Teşekkür ederim.'' Gülümsedi.

''Ne demek, bu kaslar neden var sanıyorsun?'' Deyip kol kaslarını gösterdi. Atölyenin kaslı ve spor düşkünü kişisi Emir'di.

Bu hareketine kıkırdadım. Oyununu devam ettirip koluna dokundum.

''Senin vücudun tamamen kastan mı oluşuyor?'' Sorduğum soruyla gülüp göz kırptı.

''Öyle derler.'' Seslice gülüp gözlerimi ondan ayırdım. Gözlerimi karşıma çevirdiğim gibi gördüğüm kişiyle gülüşüm dudaklarımda kalmıştı.

Elini siyah kumaş pantolonunun cebine koymuş, beyaz gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıyırmış ciddi bir yüz ifadesiyle duran Ilgaz'ı beklemiyordum. Gözleri bir benim bir Emir'in arasında gidip geliyordu. Yüzünde her zamankinin aksine ciddi bir ifadeyle duruyordu. Onun neden burada olduğunu düşünüyordum ki yanımdan gelen sesle oraya döndüm.

''Yarım saattir burada. Seni bekliyordu.'' Emir'in dediği şeyle kaşlarım havalandı. Neden gelmişti ve haber vermemişti ki?

''Tamam Emir, teşekkür ederim. Kumaşları odaya bırakabilir misin rica etsem?''

''Oldu bil.'' Deyip yanımdan ayrıldı. Ben de emin adımlarla Ilgaz'a yürüdüm. Yanına varmamla gözleri tüm yüzümü inceledi.

''Ilgaz?''

''Henna?''

''Ne işin var burada?''

''Seni görmeye geldim.''

Tek kaşım kalktı. ''Sebep?''

''Bir sebebi mi olması lazım? Seni görmek istedim sadece.''

''Beni mi görmek istedin?''

''Evet, olamaz mı?

''Olur. Ama biz atışmaktan başka bir şey yapmadığımız için şaşırdım.''

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin