Etkilenmek.

214 12 1
                                    




Merhabalar, biz geldik! Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok mutlu olurum. Keyifli okumalar.

Eskiden sabahları erken kalkmak bana çok zor gelirdi. Neden erken kalktığımı ve uykusuz kalktığımı sorgulardım ama yaşım ilerledikçe önce erken kalkmanın nedenini çözmeye çalıştım. Daha sonra bunun kendime çok zor olmadığını ve bana ne gibi faydalar sağlayacağı konusunda kendimi ikna ettim. Ve daha sonra uygulama kısmına geçtim. Gerçekten de o kadar iyi geliyordu ki bana... Uyanıp güzel bir kahvaltı yapıyordum daha sonra kısa bir egzersiz ve en son kahvemi içip evden çıkıyordum. Kendimi gün içinde çok daha motivasyon dolu hissediyordum.

Yine erken kalkıp kahvaltı yaptığım ve hazırlanıp kahve içtiğim bir sabahtayken kafamdan bunlar geçiyordu. Balkondaydım ve sabahın sessizliğinde kahvemi içiyordum. Birazdan atölyeye geçecektim. Kahvemdeki son yudumu da içtikten sonra balkondan ayrıldım. Ilgaz hala uyanmamıştı. Normalde bu saatlerde kalkmış olurdu ama hala uyuyordu. Odasının önüne gidip kapıyı tıklattım. İçeriden herhangi bir ses gelmiyordu. En sonunda gözlerimi kapatıp içeriye girdim.

''Ilgaz?''

Hala ses yoktu. Elimi gözlerimden çektim. Uyuyordu. Yüzüstü uyumuştu ve kafası diğer tarafa dönüktü. Gördüğüm şey dağılmış saçları ve omuzlarıydı. Üstündeki yorgan beline kadar örtülüydü ve üstünde bir şey yoktu. Cama ilerleyip perdeleri sonuna kadar açtım. Diğer türlü uyanacağı yoktu. Yatakta kıpırdanıp bu sefer de diğer tarafa döndü. Güldüm. Yanına gidip yatağa oturdum. Elimi saçlarına götürüp oynadım. Bunun onu daha fazla mayıştıracağını biliyordum ama saçlarına dokunma isteğime engel olamıyordum.

''Ilgaz.''

Kıpırdandı ama herhangi bir uyanma belirtisi yoktu.

''Nasıl bir uyku bu?''

Ağzından değişik mırıltılar çıkarıyordu. Elimi omzuna koyup hafifçe sarstım.

''Uyan hadi.''

''Hayır.''

''Kaç dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum, Ilgaz.''

''Uykum var.''

''Sen benden sonra gezmeye mi çıktın ne yaptın? Neden uykun geliyor? Çokta geç uyumadın.''

Hala gözleri kapalıydı. Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu.

''Evet, dedim hazır Henna'yı uyuttum gideyim gezeyim.''

''Ilgaz!''

''Saçmalama, Henna. Nereye gideceğim? Ben başı bağlı bir insanım, hanımım nereye ben oraya. Ayrıca ilk kez saçmalama diyen ben oldum. Güzel bir hismiş.''

Güldüm. ''Saçmalama, Ilgaz.''

Güldü. ''Sen deyince daha güzel. Senin yaptığın her şey daha güzel.''

''Daha gözünü açmadan sırnaşmaya başladıysan uyandın demektir. Hadi kalk.'' Ayağa kalkıp aynadan kendime baktım. Elbisemi düzeltip saçlarımı geriye attım. Bugün siyah diz üstü elbisemi, üstüne yine siyah, elbisemle aynı boy blazer ceketimi, siyah ince çorabımı ve uzun botlarımı giymiş son olarak da küpelerimi takmıştım. Saçlarımın uçlarına hafif dalgalar vermiştim. Kombinime en iyi gidecek olan kırmızı rujumu da sürdükten sonra kendimi inanılmaz iyi hissetmiştim.

Gözlerimi aynadan çekip Ilgaz'a çevirdim. Başını hafifçe yataktan kaldırmıştı ve baştan aşağı beni süzüyordu. Dudakları aralandı ve bir süre öyle kaldı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Birilerini etkilemiştik.  Kollarımı göğsümde bağlayıp onu izledim.

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin