İddia.

275 12 0
                                    


Selam. Biz geldik. Bölüm sıklığı azaldı ama toparlayacağım. Umarım severek okursunuz. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Son zamanlarda sıkça olduğu gibi yine mutfaktayken düşüncelere dalmıştım. Son günlerde sürekli mutfakta kendimi kısır, börek yaparken buluyordum. Bu sefer ki yapma amacım Ilgaz'dı. Birazdan burada olurdu. Sevdiği için ona bu tarz yemekler hazırlamak istemiştim.

İtiraf etmeliydim ki oldukça heyecanlıydım.

Ne için heyecanlı olduğumu bilmiyordum. Onu görmeye alışıktım ve artık yabancı değildi. Ama yine de onunla görüşeceğimiz zaman heyecanlanıyordum. Bu heyecanım görüştükten sonra çok kısa bir süre devam ediyordu. Sonradan ise sanki olmam gereken onun yanıymış gibi hissettiğim için rahatlıyordum ve anı yaşıyordum. Kafamda bin bir düşünce dönerken çalan kapıyla derin bir nefes aldım. Ellerimi yıkayıp kapıyı açmak için mutfaktan çıktım. Koridordaki aynadan kendime bakmamla iyi göründüğümü düşündüm. Altımda siyah bir tayt vardı ve üstümde beyaz renkte geniş, uzun bir tişört vardı. Saçlarımı ev topuzu yapmıştım. Daha ben kapıya yönelmeden kapının önünde duran biri vardı.

Hera.

Kapının önünde, kendi etrafında döner bir vaziyetteydi. Bu hareketine güldüm. Ilgaz'ı daha bekletmemek amacıyla kapıyı açtım. Ilgaz, dirseğini kapının yan tarafına koymuştu ve gözleri başka taraftayken kapıyı açınca bana dönmüştü. Beni görünce kocaman gülümsemiş ve baştan aşağı beni incelemişti.

''Ben geldim!''

''Hoş geldin.''

''Çok hoş buldum.''

O içeriye girerken ben de birkaç adım uzaklaşmış onun eşyalarını kapının önündeki vestiyere bırakmasını izliyordum. Gözleri Hera'ya dönünce yüzündeki gülümseme artmış ve eğilerek onu kucağına almıştı. Dudaklarını, onun başına bastırdı. Daha sonra yanıma doğru gelerek bana sarıldı. Derin bir nefes alıp kollarımı boynuna doladım. Hera'nın saçlarını öptüğü gibi benim de saçlarımı öpmüştü.

''Oh, güzellerim.''

Dudaklarımı birbirine bastırıp geri çekildim. Kısa bir süre yüzümü inceledi ve elini yanağıma uzatıp acıtmadan sıktı.

''Sen, gittikçe daha mı güzelleşiyorsun?''

Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. ''Senin kadar ağzı iyi laf yapan biri görmedim.''

Sırıtıp göz kırptı. ''Teşekkür ederim.''

''Her şeyi övgü olarak alman çok güzel.''

''Ne yapayım? Sen hiç direkt beni övmediğin için ben de böyle ufak tefek laflarda kendime övgü bulmaya çalışıyorum.''

''Övdüm.''

''Ne zaman?''

''Defile zamanı, iyi bir manken olduğunu söylemiştim.''

''Doğru, onu unutmuşum ama o sayılmaz. Sen zaten olan bir şeyi söyledin.''

''Hala kendini övmeye devam ediyorsun.''

Sırıtışı büyüdü. Bir şey demeden onu arkamda bırakıp mutfağa yöneldim.

''Sen, kendini övmeye devam et. Ben gidiyorum.''

''Ben de geliyorum.''

O görmediği için gülümsedim ve mutfağa girdim.

''Cennete mi düştüm? Bu yemekler en sevdiğim.''

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin