Merhaba, keyifli okumalar. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.Bazı sabahlar uyandığınızda içiniz kıpır kıpır olurdu ve kendinizi mutlu hissederdiniz. Ruh hali denen durum oldukça karışık ve değişkendi. Şu an karşımda oturan Ilgaz'a bakarken onun kadar değişken ruh haline sahip biri var mıdır, diye düşünüyordum. Daha dün esip gürleyen, konuşmayan ve tavır yapan adam, şimdi sabahtan beri bana bakarak sırıtıyordu. Dün beni öptükten sonra ikimiz de bir şey dememiştik. Sonra dayanamayıp ilk konuşmayı başlatan o olmuştu. Beni öpmenin onu bu kadar mutlu edecek bir şey olduğunu bilmiyordum. Daha sonra uyumuştuk.
Gece iki kere kalkıp Semih'i kontrol etmiştim, neyse ki ateşi hiç yükselmemişti. Bakmaya gittiğim bir sefer onu koltukta oturmuş görünce bir şey oldu diye aklım çıkmıştı ama su içmeye kalkmıştı meğerse. Bir kez de Ilgaz'ın kalktığını görmüştüm ve sabah sorduğumda Semih'e bakmaya gittiğini söylemişti. Onun bu ince düşüncesi karşısında içim mutlulukla dolmuştu.
Şimdi üçümüz kahvaltı yapıyorduk. Ben bugün evden çalışacaktım, Ilgaz da benim evde kalacağımı öğrenince rahat durur muydu? O da evden çalışacağım deyip işe gitmemişti. Bu üçlüyle bir gün nasıl geçecekti bilmiyordum ama umarım kazasız belasız atlatırdık.
''Tabağını bitir, Semih. Ayrıca sen ona tabağını bitirmesini söylemen gerekirken onun tabağındakileri neden aldığını sorabilir miyim, Ilgaz?''
İkisi de şaşkınca bana baktı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. İki seferdir Semih kendi tabağındakileri yiyemediği için Ilgaz'a kaş göz yapmıştı, benimki de kıyamayıp kabul etmişti. İlk sefer sesimi çıkarmamıştım ama ikidir aynı şeyi yaptıkları için artık sessiz kalamazdım. Onlar görmediğimi sanıyorlardı ama başından beri her şeyi farkındaydım.
''Sen gördün mü?'' Ilgaz'ın sorusuyla bilmiş bir gülüşle ona baktım.
''Sence?''
Gözleri Semih'e döndü. ''Neden tabağıma koyuyorsun, Semih? Sana koyma, Henna görse kızar ayrıca senin iyileşmen için yemen lazım demedim mi?''
Ilgaz'ın üç yüz altmış beş derece dönmesiyle kıkırdadım. Hiç şaşırmamıştım böyle bir şey yapmasına, tam ondan beklenecek hareketti. Gözlerim Semih'e döndü. Şaşkınca Ilgaz'a bakıyordu.
''Dedin, dedin abi. Ben hata ettim.'' Semih'in de onu korumasıyla başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. Ilgaz, gülerek Semih'in omzunu sıktı.
''Bu çocuğu çok seviyorum. İlerde bir şey olursa direkt seni ararım.''
''Semih'i işlerine karıştırma Ilgaz. Bozuşuruz.''
Alıngan bakışlarla bana baktı. ''Yani, ben yapsam önemli değil ama Semih'i karıştırmam mı tek önemli olan?''
''Evet.''
''Senin Semih sevgisi başka boyut. Ben baş edemem.''
Güldüm. Gözlerim Semih'e döndü. Gözlerindeki parlaklıkla bana bakıyordu. ''Ben de onu çok seviyorum.''
''Gel buraya.'' Kollarımı açmamla sandalyesini bana doğru getirip kollarımın arasına girdi. Başımı saçlarına yaslayıp sevgiyle gözlerimi kapattım. Kısa bir süre sonra gözlerimi açıp Ilgaz'a baktım. Yan yan bize bakıyordu. Güldüm.
''Gel.'' Diğer kolumu açıp onu çağırdım. Gülerek oturduğu yerden kalkıp ikimizi birden kollarıyla sardı.
''Böyle temaslı şeylere bayılırım.''
Güldüm. ''Temas bağımlısı.''
Kısa bir süre sonra sarılma faslımız sona erdi. Semih'in tabağını tekrardan doldurup önüne koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HENNA
Fiksi Umum''Ne işin var burada?'' ''Seni görmeye geldim.'' Tek kaşım kalktı. ''Sebep?'' ''Bir sebebi mi olması lazım? Seni görmek istedim sadece.'' 29072023