Model Ilgaz.

370 18 0
                                    


Keyifli okumalar. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

İki dakikadır aralıksız gülüyordum ve kendimi durduramıyordum. Sena kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde ifadesiz bir suratla benim gülmemin bitmesini bekliyordu.

''Bitti mi gülmen?''

Derin bir nefes alıp gülmemi durdurmaya çalıştım.

Ilgaz demişti.

Model olarak Ilgaz'ı önermişti.

Umarım benimle dalga geçmek için söylemişti. Birincisi Ilgaz'ın kabul edip etmeyeceğini bilmiyorduk, ikincisi ben Ilgaz'la o kadar süre duramazdım, üçüncüsü hiçbir şeyi beğenmez eleştirirdi ve en önemlisi dördüncü kıyafeti taşıyabilecek miydi? Diktiğim şey takım elbiseydi, Ilgaz zaten sürekli takım elbise giyiyordu ama yine de olmazdı. Ayrıca onun kabul edeceğini bile bilmiyorduk.

''Bitti. Bir daha böyle saçma şeyler söyleme lütfen.''

''Henna seçim şansımız yok. Başka o proporsiyonda olan kimse yok. Boyu, fiziği, ten rengi, her şeyiyle en uyan kişi Ilgaz. Ne yapacağız? Defileye eksik mi çıkacağız?''

''Başkasını bulacağız, baktık bulamadık eksik çıkarız o zaman.''

''Saçmalıyorsun. Neden bu kadar inat ediyorsun?''

''İnat etmiyorum, sadece olmaz. Ayrıca kabul edeceğini nereden biliyorsun?''

''Bilmiyorum. Sorarak öğreneceğiz.''

''Bu konuyu bir daha açmayalım lütfen. Başkasını bulacağım.'' Dedikten sonra sandalyeme oturup çalışmaya başlamıştım. Daha doğrusu Sena daha fazla bir şey demesin diye çalışıyor gibi yapıyor Sena birkaç saniye daha yanımda durduktan sonra odadan çıkmıştı. Derin bir nefes alıp başımı ellerimin arasına aldım. Bu hiç beklemediğimiz bir şeydi. Şimdiye kadar hiç böyle bir sorunla karşılamamıştım. Sorun çıkarsa da ya kıyafetler mankenlere uymuyordu, istediğimiz gibi durmuyordu ya da takıda ufak sorunlar olurdu. Hiçbir zaman bir mankenimiz eksik bir şekilde çıkmamıştık. Bu defile için çok heyecanlıydım ve şimdi böyle bir sorun beni hiç olmadığı kadar sıkıntıya sokmuştu. Düşüncelere dalmışken kapının çalmasıyla iç çekip kendime geldim.

''Gel.''

İçeriye giren kişiyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Hadi ama! Ondan bahsederken buraya gelmesi kaderin bana oyunu olmalıydı.

Gülümsedi. ''Selam. Ben geldim.'' Bir yandan da gözleri etrafta geziyordu.

''Hoş geldin?''

Masamın önündeki sandalyelerden birine oturdu. ''Hoş buldum.''

''Bir sorun mu var?'' Sorduğu soruyla kaşlarım havalanmış bir şekilde ona baktım. Nasıl anlamıştı?

''Hayır.''

Tek kaşı kalktı. ''Emin misin?''

''Evet?''

''Bana pek öyle gelmedi.''

''Önemli bir şey yok. İşle ilgili ufak bir problem çıktı o kadar.''

''Yardımcı olabileceğim bir şey var mı?''

Duraksadım. Hayır desem yalan olacaktı, evet desem sıkıntı olacaktı. Ne yapacağımı düşünürken öylece onun yüzüne bakmaya devam ettiğimi fark ettim. Söylemeden cevabı vermiş kadar olmuştum. Ne diyeceğimi düşünürken çalan kapıyla derin bir nefes aldım.

''Son kararın mı Ilgaz konusunda?'' Sena'nın elindeki kağıtlara bakarak içeriye girmesiyle gözlerim dehşetle açıldı. Gözü kağıtlardı ve Ilgaz'ı görmemişti. Gözlerimi kapattım. Şu an bir ilahi gücün beni buradan alıp uzaya falan göndermesini diliyordum. Bu ortamdan kaçamayacağımı anladığımda gözlerimi araladım. Ilgaz şaşkınlıkla bir bana bir Sena'ya bakıyordu. Sena ise gözlerini kağıtlardan çekip bana baktı. Gözlerinin Ilgaz'a dönmesiyle dudakları aralanmış bir şekilde ona baktı.

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin