"Siz neredeydiniz ?"
"Gezmeye gittik." Dedim odama geçmeden.
"Yemek ?" Dediğinde durup ona baktım.
"İstemiyorum."
"Yemek" Dedi tekrardan. Oflayarak hazırladığı sofraya oturduğumda diğerleri çoktan çökmüştü. Namjoon zaten geldiğimizde evdeydi. Onunla kısa bir bakışma yaşadık.
"Nereye gittiniz gezmeye ?"
"Birbirimize her şeyi söylüyor muyuz ?" Dediğimde bana baktı. Hiç bir şey demeden önüme bir tabak bıraktı.
"Senin derdin ne ?" Dedi sonunda. Diğerleri buna karışmak istemediğini belli edercesine yemeğe odaklandığında bende omuz silktim.
"Bir kaç günlüğüne Jisoo ile çıkacağız. Bir çekime katılmalıyım."
"Ne ?" Dediğinde bütün bakışlar bana döndü.
"Bir dergi çekimim var. Bu yüzden çıkıp geri geleceğim. Erteleyemedim."
"Peki..öyle olsun." Dediğinde yemeğime döndüm. Neden bilmiyorum ama bugün Taehyung ile olan son konuşmam canımı sıkmıştı. Dönüp yolunda ise ikimizde sessizdik. Evet sadece ikimiz çünkü benim odun kardeşim Yoongi bile Jungkook'la gitar hakkında konuşmuşlardı. Biraz uzaklaşmam gerekiyordu.
Ben böyle biri değildim. Umursamazdım ve kafama göre takılırdım. Dediğim şeylerle insanları kırmak umurumda bile olmazdı. Peki neden bugün gözlerindeki acı canımı sıkmıştı ? Neden merak ettiğim halde ailesini soramamıştım ? Canı yanacak diye ? Canının yanması umurumda değildi.
"Odamdayım. Yarın sabah erkenden çıkarız biz." Dedim ve kalkıp odama gittim. Telefonumu çıkarıp Taehyung'ı aradım. Uzun çalışlar sonra açtı.
"Jennie"
"Taehyung." Dedim yatağıma gömülürken. "Ben yarın gidiyorum. Bir kaç gün burada olmayacağım. Dergi çekimi için."
"Anlıyorum. Ne zamana dönersin ?"
"Bilmiyorum açıkçası. Sadece çok uzamaz. Arkamdan kaçtım sanıp birilerini yollama diye haber vermek istedim." Dedim. Derin bir nefes aldım. Aksi olduğunu bile bile devam ettim. "Kaçmıyorum."
"Tamam."
"Tamam."
"Görüşürüz o zaman." Dediğinde ister istemez gülümsedim.
"Görüşürüz." Dedim ve telefonu kapattım. Bir kaç dakika sonra kapı çaldı ve Jisoo geldi. Arkasından kapıyı kapattı ve koşar adım yanıma yaklaştı.
"Ne dergisi bu? " Dedi hızla. Önemsizce lafa salladım. "Jennie!"
"Bul işte bir dergi."
"Öyle ha diyince olacak iş mi bu ?"
"Sanırım menajerimi değiştirmem gerek." Dediğimde kafama bir tane geçirdi.
"Biraz uzaklaşmam lazım Jisoo." Dediğimde bakışları yumuşadı. İşte buydu. Ben Jisoo gibi değildim. Onun gibi hemen yumuşamaz ve alttan almazdım. Peki ya bugün ?
"Tamam ben ayarlamaya çalışacağım ama bunu sonra konuşacağız." Dediğinde telefonuma gelen mesajla ayağa kalktım. Üzerime bir hırka geçirdikten sonra mesajı tekrar okudum.
Gönderen: Psikopat
Hadi buluşalım.
□□□□●□□□□●□□□□□
"Gideceğim diye bir dramlar, depresyona girmeler falan." Dediğimde alayla güldü. Kenardan atlayıp yanına indim ve aramıza biraz mesafe koyup oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...