"Bahis ?"
"Hayır. Dövüşeceğim."
"Böyle bir şey olmayacak Jungkook." Dedi adam ve bahisleri toplamak için ilerledi. Kolundan tutup onu durdurdum.
"Ang ? Hadi ama dostum bana bunu yapma. Sadece dövüşmek için geldim."
"Hayır" cevabını aldığımda suratım düştü. "Bak Jungkook bugün önemli insanlar burada. İyi bir dövüş istiyorum. Sonunda yaygara kopmayacak bir dövüş."
"Kargaşa her zaman işe yarar."
"Bugün değil evlat."
"Kabul etmezsen içerim ve önemli insanların yanında rezillik çıkarırım. Sadece dövüşmek istiyorum." Dediğimde bıkkınlıkla nefesini verdi ve elindeki bahis defterini kapattı.
"Annen nerede ?"
"İşte. Bizim gemi geliyor. Onunla ilgilenir."
"Taehyung ?"
"Zıvanadan çıkmış durumda işten işe koşuyor. Burayla alakası olmaz." Dediğimde kafa salladı ve cebinden bir bileklik çıkarıp beline bağladı.
"Son sıradasın. Beklersen ve birileri kalırsa dövüşürsün."
"Sağol. Önemli insanlar kim ?" Dediğimde tip tip bana baktı.
"Dua et rezillik çıksın istemiyorum. Onun burada olacağını 5 dakika önce öğrenmiş olmasaydım şuan dövüşemezdin. Sadece belaya bulaşma."
"Şansa inan Ang. Seni yarım saattir bekliyorum. Demek ki dövüşe girmem gerekiyordu ki şimdi beni buldun." Dediğimde boş boş bakıp gitti. Gülerek kenara çekildim. Dövüşleri izlemek için güzel bir yer buldum kendime ve insan kalabalığından görmek için kenardaki ahşap bira kutularının üzerine çıktım. Çok sürmeden kalabalık daha da arttı ve etraf kızıştı. Dövüşler başladı. Genelde çok kişi olmazdı bu yüzden son sırada olmak pek sorun değildi.
Dövüşmeyi seviyordum. Sırf bunun için spor yapıyordum. Başta annemin zoruyla dövüş eğitimi alsam da bu zamanla hobiye dönmüştü. Tabi annem bu olayı buraya taşımama karşıydı. Öğrendiğinde Ang'la sen benim oğlumun üzerinden bahis oynayamazsın diye hırpalamıştı. Bu yüzden annemin yoğun olduğu zamanlarda gelir ve Ang'ı ikna etmeye çalışırdım ki kolay değildi.
Bir çok dövüş oynandı. Sıra bana gelirken azalması gereken topluluk aksine daha da çoğalıyordu. Bunun sebebini ise dövüş için oluşturulan daireye geçerken fark ettim. Kwon Jiyong ve Lalisa üst katta herkesten bağımsız bir şekilde duruyordu. Onu fark etmemdeki en büyük etken ben ortaya geçerken gözlerinin üzerimde olmasıydı. O izleniyorum hissiyatıyla kafamı çevirdiğimde göz göze gelmiştik. Demek ki önemli misafirleri onlardı. Garipti çünkü kendisini ilk defa burada görüyordum. Beyaz gömleği ve omzuna bırakılan oldukça pahalı duran ceketle buraya ait değil gibi duruyordu zaten.
Bakışlarımı çekip daireye geçtim. Üzerimiz aranırken rakibime baktım. En az benim boylarımdaydı. Daha önceden dövüşürken görmüştüm. Arkamdaki kalabalık fısır fısır Jiyong adını geçiriyordu. Sona yaklaşmamıza rağmen belli ki kalabalığın sebebi oydu. Bakışlarım saniyelik yukarı kaydı ve sinirle ona baktım.
Sonra Ang dövüşü başlattı. Dövüş yaptığımız yeri çevreleyen insanlar bağırıyor ve harekete geçmemiz için bizi birbirimize itiyordu. Ang onlara müdahale ederken sarılı yumruklarımı havaya kaldırdım. Karşımdaki buna güldü ve gelmemi işaret etti. Ona doğru bir yumruk savurdum ve harekete geçtim.
Yumruğumdan kaçarak karnıma bir yumruk geçirdi. Hemen peşine benden uzaklaştı. Toparlanıp ona döndüm. Bu sefer daha hızlı bir şekilde yumruk savurdum. Yumruğum çenesine gelirken bana dizini kaldırıp karnıma vurdu. Aldığım her darbe beni agresifleştirirken o benden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...