Tae
"Gelebilir miyim ? Chaerin yolladı"
"Gel" Dediğinde içeri girdim. Bana hiç bakmamış sadece karşısındaki adama odaklanmıştı.
"Malları nerede üretiyorsunuz ?"
"Bi-bilmiyorum." Dediğinde Jiyong düşünmeden adamın parmağını eklem yerinden kesip kenardaki parmakların olduğu yere artık. Adamın gözünden bir kaç damla yaş düşse de bağırmamak için dudaklarını ısırıyordu. Onlara biraz daha yaklaştım. "Beni öldür!"
"Seni öldüreyim mi ?" Dedi Jiyong keyifle. "Saçmalama daha 13 parmağın ve bir sürü dişin var. Hem ben eğleniyorum."
"Sana cevap vermeyeceğim. Sonunda beni öldüreceğini biliyorum. Seni tanıyorum."
"Sonunda ölü olacaksın. Kim o kadar ulzuvu bedeninden ayrılsa ölü olur."
"Devralmamı ister misin ?" Dedim Jiyong'a. Kafasını iki yana salladı.
"Bunun yerine bana kızımla arandaki şeyi anlat ki sinirlenip işime odaklanayım." Dedi ve kafasını kaldırıp bana baktı. "Çünkü evlatlarım mı beni yumuşattı bilmiyorum ama zaman geçtikçe daha iyi kalpli oldum. Sinirlenmek işe yarar."
"Bay Kwon sizin aksinize Jennie ile aramda düşündüğünüz gibi bir şey yok."
"He günü birlik mi takılıyorsunuz ?"
"Ne ? Hayır! Öyle düşündüğünüzü bilmiyordum."
"Ciddi olduğunuzu düşünüyordum. Şu ana kadar."
"Ciddi düşünüyoruz"
"Ama dedin ki-"
"Ciddi olduğumuzu düşündüğünüzü bilmiyordum. Ben..sizin aramızdaki şeyi kısa süreli olduğunu düşündüğünüzü düşünüyordum açıkçası." Dediğimde adama geri döndü.
"Devam edelim nerede üretiliyor dedin ?"
"Tam olarak ciddi olduğumuzu düşünmeniz ne kadar...ciddi ?" Dediğimde bana dönmedi
"Evet çocuk beni sinirlendirme çalışman işe yarıyor diye mırıldandı ve adamı kesip parmağından birini tutup sıkmaya başladı.
"Bilmiyorum dedim sana!" Diye bağırdığında Jiyong bir parmağını daha kesti.
"Onu uzun zamandır tanımıyor olabilirim ama onu seviyorum."
"Zaman pek bir şey ifade etmez Taehyung." Diye mırıldandı parmağı kenara atarken
"Beni bırak lütfen"
"Sana sorularıma cevap vermek dışında konuşursan o ağzını dikerim dedim. O ağzını öyle bir dikerim ki iplikler başka bir şey gözükmez ve seni beslemek için boğazından boru takmak zorunda kalırlar. Ben ise o anları yaşaman için seni hayatta tutmak uğruna her şeyi yaparım. O yüzden kapa çeneni!" Dedi Jiyong ve sakince bana döndü.
"Yani açık açık cesurca söylüyorsun. Kızımla berabersin ve sen diğer bütün aptallar gibi bunu sakin karşılayacağımı mı düşünüyorsun ?"
"Engel olamazsın bize."
"Emin misin ?"
"Elimden geleni yaparım."
"Elimden daha fazlası gelir."
"Jennie'ye söylerim seni." Dediğimde bir kaç saniye birbirimize baktık. İkimizde aynı anda gülmeye başladığımızda ortamdaki o gergin hava anında dağıldı.
"Ah lanet olsun." Dedi Jiyong adama dönerek. "O deliyle uğraşamam."
"O orospu gerçekten deli ama kimse seni geçemez piç herif!" Diye bağırdı adam. Belimden çıkardığım silahla ona ateş ettiğimde aynı anda iki silah sesi yankılandı. Şaşkınlıkla Jiyong'un elindeki silaha baktım. Silahı kenara attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...