Çatının kenarına tutundum ve tamamen çıkmadan önce yukarıya baktım çünkü Taehyung'ı göremezsem kendimi direk aşağı bırakıp ölmeyi bekleyecek kadar yorgundum. Neyse ki Taehyung'ı duvara çökmüş, dizlerini kendine çekmiş ve kafasını tamamen gömmüş şekilde gördüm.
"Taehyung" diye söylendim kendimi yukarı çekerken. Beni duyduğundan pek emin olamasam da o kafasını kaldırmıştı. Ben daha ona doğru bir kaç adım atmışken o ayağa kalmış ve panikle bana doğru gelmişti.
"Sana ne oldu böyle ? Bu halin ne ?" Dediğinde durdum. Aramızda bir adım mesafe varken o da durdu.
"Neden endişelendin ki ?"
"Hı ?"
"Neden endişelendin ? Bu panik niye ? Sen mi yürüdün o kadar yolu ? Yada sen mi yağmurun altında kaldın ? Cherry'e gidip sokak sokak seni arayan da sen değildin. Şu apartmana çıkacağım diye iki kere yere düşen, dizlerini parçalayan da sen değilsin ? Senin için endişeden ölen de ? Şimdi..şimdi bu paniğin, endişen niye ?"
"Jennie ne haldesin görmüyor musun ?" Dedi utançla. "Sana bu haldeyken nasıl endişelenmem ?"
"Peki sen üzgünken ben nasıl üzülmem Taehyung? " dedim dişlerimi sıkarak. Bir ağlama krizi daha atlatmak istemiyordum. "Bana kızmıştın üzüldüm diye. Daha doğrusu sahte bulmuştun üzülmemi. Şimdi anla işte. Sen üzgünken ben nasıl üzülmem ? Elimden gelen tek şey kalbimde yas tutmaktan nasıl yapmam!?"
"Ben...insanları anlamıyorum. Duygular çok karmaşık."
"Ama hissediyorsun" dedim elimi ona doğru uzatırken. Çok hafif bir şekilde geri çekildiğinde buna hazır olmadığını anladım. "Bu iyi bir başlangıç."
"Sana anlatmak istemedim."
"Özür dilerim. Seni zorladığım için. Eski anıları açtığım için."
"Bir yandan da sen açmasan hiç açılmayacaktı."
"Keşke hiç açılmasaydı Taehyung. Kendini nasıl güvende hissediyorsan öyle kalsaydı." Dediğimde göz göze geldik. Artık üşümeye başlamıştım. Yağmur dursa bile ıslak kıyafetlerim dişlerimin birbirine vurmasına sebep oluyordu.
"O zaman biz ne olacaktık ? Dürüst olmadan."
"Bilmiyorum." Dedim dürüstçe. Dürüst olmadan bir ilişki devam eder miydi bilmiyorum. Bu zamana kadar bunu yaşamamıştım. Hep saklayan taraf olmuştum. Hep ilişkiyi bitiren taraf olmuştum. Belki de sakladığım şeyler ağır gelmişti. Saklamaktan yorulmuştum. "Bildiğim tek şey yanında kalacağım. Yanında kalacağım ve bundan sonra kötü bir şey yaşamana izin vermeyeceğim. Seni koruyacağım."
"Beni koruyacaksın." Dedi yüzünde bir gülümseme oluşurken. "Biliyor musun..bunu bana yıllar önce Chaerin'de demişti."
"Ben ondan daha güvenilirim."
"Hiç farkınız yok." Dediğinde yapma bir şekilde surat astım.
"Hadi ama bir tarafta sevgilin var! Biraz ayrım yapabilirsin. Bu pozitif ayrımcılık olur."
"Sevgilim" Dediğinde ağzımdan kaçan şeyle kalakaldım. Sevgilim demiştim evet. Ben dedim..
"Ne ne ? Geçip şuraya oturacağım çünkü yoruldum." Diye söylendim konu değiştirmek için. Az önce oturduğu köşeye ilerleyip oturdum. Yanıma gelip üzerindeki ceketi çıkardı ve omuzlarıma bıraktı. Hiç yok ya sen üşürsün hallerine giremezdim. Götüm donmuştu burada. "Yoldayken çok düşündüm ben Taehyung."
"Düşünmek senlik eylem değil. Sen düşünerek yapınca başımıza bela oluyor."
"Sen hiç bir şeyi düşünerek yapmadığın için konuşma hakkın yok budala"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...