40

147 15 105
                                    

Kapıya vurdum. Bir kaç dakika ses gelmediğinde tekrar denedim. İçeride olduğunu tabi ki biliyordum ama ısrarla açmıyordu. Bu yüzden inatla bir daha vurdum. Hata yapmıştım gizlice girmem gerekirdi.

"Hoseok..gerçekten konuşmak istemiyorum." Dedi sonunda. Bakışlarım bir kaç adım arkamda kalan Hoseok ve Taehyung'a döndü. Hoseok kafasını yavaşça iki yana salladı.

"Rosé benim Jennie. Lütfen...açar mısın ?"

"Jennie sen kapı çalmazdın." Dediğinde Taehyung'ın kaşları çatıldı.

"Bugün böyle olsun dedim." Diye yanıtladığımda kapının açılma sesi geldi. Taehyung ve Hoseok'a yaklaştım.

"Buraya kadar gelmiş olmanız içeri gireceğiniz anlamına gelmiyor. Tek gireceğim."

"Daha önce kaç kere geldin böyle ?"

"Sadece..bir kez Hoseok." Dedim ve girmek için kapıya ilerledim ama Tae kolumu tuttu.

"En azından..Onu beş dakikalığına görebilir miyim ? Ben..uzun zaman oldu."

"Söylerim ona." Dedim ve onu bırakıp içeri girdim. Kapıyı peşimden kapattı.

"Ee cevap ?"

"Ne cevabı ?"

"Sen kapıyı kullanıp gelmezdin. Yani..gizli gizli girerdin."

"Özel hayatına saygı duyma kararı aldın."

"Asla" Dedi hızla. "Bunu yapacağına asla inanmıyorum."

"Ama burası senin odan ve herkes...istediği gibi giremez. Giremiyorda."

"Ama sen farklısın. Sen hep kendi kafana göre girdin. Sormadın ki..Hem bu hoşuma gitmişti."

"Bana çay yapsana." Dedim konu değiştirmek için.

"Papatya ?"

"Kesinlikle." Dedim odanın içinde ilerlerken. Sonunda kendimi yatağına attım.

"Kusura bakma. Burada içtiğin için...ya Hoseok bana dışarıda çay satan yerler olduğunu söyledi. Kafelerde oturup denizi izlerken çay içebilirmişsin. Eh evden daha iyi olur."

"Kafeleri tercih etmem. Oralara gitmek için fazla ünlüyüm. Yine de bir gün seninle gideriz."

"Belki" Dedi ve çayı koyduğu tepsiyi alıp bana yaklaştı. Bardağı aldım ve yanıma bıraktığım karton poşeti ona uzattım.

"Ev hediyen. Hep eli boş geldim. Biraz kaba oldu."

"Eli boş gelmen kaba olmuştur tabi.. Asla gizli gizli girmen değil." Dedi gülerek. Poşeti açtı ve içindeki yapay çiçeği çıkardı.

"Sakura mı bu ?"

"Evet. Tabi yapay çiçek sever misin bilemedim ama..sakura mevsiminde değiliz. Üstelik yaprakları hemen dökülür."

"Ama onu özel yapan bu değil mi zaten ?"

"Öyle. Farklılığı sayesinde özel ama sana dökülüp giden bir şey vermek istemedim. Çiçeklerin küçücük hayatında sana getirip buraya tıkmaktansa.. onlara seni götürürüm daha iyi." Dediğimde yüzünde gülümseme belirdi.

"Bu fikri sevdim."

"Bende. Ayrıca sakura yeni başlangıç demekmiş." Diye mırıldandım ve tadının berbat olduğunu bildiğim çaydan bir yudum aldım. Ben yüzümü buruşturmama sınavına girerken o sakuraya güzel bir yer bulmak için odanın içinde dolanıyordu.

"Taehyung seni görmek istiyor." Dediğimde sakurayı izlemeyi kesip bana döndü.

"Ne ?"

"Seni özlemiş."

My ghostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin