53.

77 12 61
                                    

Uzun süre orada oturdum. Namjoon ve Lisa teker teker gitmişti. Namjoon gitmeden önce 'Buna karışmak doğru hissettirmiyor. Her ne kadar aile olsakta biz bu aile sonradan dahil olduk. Siz ne yapmak isterseniz size destek olacağız.' Adlı bir konuşma gerçekleştirmişti. Lisa'da onu onayladı ama sorun şu ki ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Sadece Yoongi'ye biraz da olsa hak vermiştim. Babamın ne kadar zorluk çektiğini unutuyordum. Babam çok fazla belli etme tarafı değildi. Elinden geldiğince zorlandığını gizler ve hiç bir şey yok gibi davranırdı. Ancak çok çok nadir de olsa her şey üst üste geldiğinde o anlara şahit olmuştuk. Çoğu zaman gizli gizli.

Bu konuda Yoongi daha anlayışlıydı. Genelde babamın yanında duran, o nereye giderse oraya giden bir karakteri vardı benim aksime. Ben Desiti sokaklarını birbirine katarken o daha fazla babamla takılırdı. Bana dediğine göre bu eve girdiğimiz günü bile hatırlıyordu.

Hafızasına da güvendiğim tek kişiydi. Bu yüzden eğer babamın intihar etmeye çalıştığını gördüyse bunu net görmüştür. Bunu unutmaz da. Zaten kim unutabilir ki böyle bir şeyi ? İç çekerek ayağa kalktım. Hava yavaşça kararıyordu. Eve giderken telefonum çaldı. Psikopat yazısı şuan ihtiyacım olan sesti.

"Sen beni öldürecek misin ? Neden telefonu açmıyorsun ?"

"Biraz kafa dinlemek istedim. Ne yaptın bütün gün ?"

"İşlerle ilgilendim. Sen napıyorsun ?"

"Eve doğru yürüyorum."

"Güzel. Orada buluşalım."

"Ama sa-" telefonu kapatması lafımı böldü. Boş boş ekrana baktım. Saatten dolayı bar yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamıştır. Bu yüzden olabilecek herhangi bir kavga için adımlarımı hızlandırdım. Barın bahçesine yetiştiğimde daha içeri girmeden Taehyung'ta bahçenin önünde durdu.

"Selam güzelim." Dedi motordan inerken.

"Sen kafayı yemişsin" dedim gülerek. Gelip karşımda durdu. Bir kaç kişi ters ters bakarak bizi geçti ve bahçeye girdi."Şaşırmadın eve gelmeme"

"Aslında şaşırdım." Dediğinde gülümsedim.

"Ne kadar ağır konuşursak konuşalım döndüm çünkü....ahh berbat bir çocuk oldum."

"Hayır, hayır değilsin. O da kötü bir baba değil."

"Birbirimize bağırıp, çağırdı ve ölmek üzereydik. Ona rağmen birbirimizi görmek istemediğimizi söyledik ?" Dediğinde kollarını belime doladı. Belki yavaştan alıştığım bir şeydi ama kesinlikle Dragon halkının bir kısmının bize sinirle bakarken değil.

"Çünkü değer veriyorsunuz. Kaybetmek istemediğiniz için bunu ortaya döküp yoluna koymaya çalışıyorsunuz. Hayalimdeki ailesiniz." Diye mırıldandı. "Seninle kurmak istediğim aile."

"Ta-taehyung." Dediğimde dudağıma minik bu kondurdu. Bir kaç bağırma oldu bar bölümünde. Onlara döndüğümde babam evden çıkmış, önce bize sonra Taehyung'a küfür edenlere dönmüştü.

"Kesin sesinizi ve içeri geçin." Dedi ve barın girişine ilerledi.

"Kwon Lider o yavşak herif Cherry'den! Jennie-" diye bağırdığında babam çıkardığı silahını ona doğrulttu ve kafasına ateş etti. Kan bahçeye kadar fışkırırken adam yere yığıldı.

"Çıkın gidin hepiniz! Bugün bar kapalı!" Diye bağırdığında herkes bir kaç saniye kalsa da barı boşaltmaya başladı. Babam tamamen bara girip gözden kaybolurken bardaki herkes dışarı bahçeden dışarı çıkmaya başladı. bir kaç kişi ters ters bakarak gitse de umursamayıp Taehyung'a döndüm.

My ghostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin