"Bu haliniz....Ne?" Dedim şaşkınlıkla. Şaşırmam çok normaldi çünkü iki günlük yokluğumda sonra bu üçlüyü yan yana görmeyi bırakın, bu halde görmeyim hiç beklemiyordum. Toz, toprak ve kendilerine ait olmayan kanla karışık şekilde.
Yani en azından bir saat önce Jennie'yi aramış ve geldim demiştim. Hemen çıkacağını söylemişti ama bir saat sonunda aldığım aramayla ben evden çıkmıştım çünkü minik bir aksilik olduğunu ve barlar sokağında olduğunu, geleceğini söylemişti. Aksilik minik falan değildi. Üçüde duvar dibine oturmuş, masum masum bana bakıyordu. Tamam Yoongi hariç masum masum.
"Şimdi olay şöyle"
"Ona açıklama yapmamıza gerek yok." Dedi Yoongi Jennie'nin lafını kesip.
"Evet bu bizim kardeş sırrımız olsun. İlk kardeş sırrımız!" Diye neşeyle seslendi Jungkook. Bunu üzerine diğer ikili ortalarındaki Jungkook'a baktı.
"Yani dayak yediniz ?" Dedim gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken.
"Ayık ol Kim Taehyung. Desiti sınırları içerisinde bizi dövecek biri yok." Dedi Yoongi ayaklanırken.
"Aynen öyle. Abim haklı." Dedi Jennie ayağa fırlayıp bana sarılırken.
"Evet abim haklı." Dedi Junkook ayağa kalkıp. Sonra gelip bana sarıldı. "Taehyung ne kadar olay oldu bir bilsen. Hepsini anlatmam lazım."
"Şişt uzak dur önce ben geldim. Önce ben anlatacağım." Dedi Jennie sinirle
"Ama..ama ben daha uzun süredir tanıyorum."
"Şanssızlığımı yüzüme vurmasana!" Diye çemkirdiğinde gülümsedim. Jungkook benden ayrılıp Yoongi'ye sarıldı.
"O zaman bende sana anlatırım Yoongi hyung."
"İlk tercihine koş." Dedi Yoongi onu iterek. Yürümeye başladığında Jungkook 'hyung beni bekle' diye seslenerek peşinden koşmaya başladı.
"İki günde olan değişiklikten korkmalı mıyım ?"
"Hımm hayır. Hadi gidelim. Bir şeyler içecektik."
"Baş başa oluruz sanıyordum."
"Bütün gece bizim Taetaem. Bir ara sıvışırız." Dedi elimi tutup yürümeye başlarken. Peşine takıldım. Ne yapabilirdim ki elimi tutuyordu. Eldivenli ellerime baktım. Çıkarmak istiyordum. Sadece Jennie için. Elini öyle tutmak, tenini hissetmek istiyordum.
"Kolyeyi aldınız mı ?" Dediğinde dikkatim bir adım ötemde yürüyen sevgilime döndü.
"Evet, sorun çıkmadı."
"Ne zaman başlıyoruz ?"
"Haftaya. Desiti'de minik bir işimiz var. Ondan hemen sonra."
"Peki emrinize amadeyim efendim. Siz ne zaman derseniz." Dediğinde gülümsedim.
"Peki bu hal ne ?"
"Kardeş sırrımızı sana söyler miyim sence ?" Dediğinde tek kaşım havalandı. Gülerek kafa salladı. "Eveet söylerim."
"Üçünüzünde bu halde olması garip."
"Jungkook'u köşeye sıkıştırmışlar. Geçen gün dövüşte dayak yediği biri işte. Bir kaç kişilerdi. Yoongi ise Kitty ile kavga ettiği için hava almaya çıkmış. Olaya şahit olunca dalmış heriflere. Bende o sıra sana geliyordum. Baktım ikisi bensiz zor durumda tabi el attık olaya işte. Hallettim merak etme." Dediğinde kahkaha attım. "Ciddiyim! Çoğunu ben dövdüm."
"İnanıyorum." Dediğimde bana yaklaşıp çeneme bir öpücük bıraktı. Sonunda geldiğimiz yere baktığımda Dragon'un önündeydik.
"Bize gelebilirdiniz.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...