"Baba çocukluk yapıyorsun. Yapma." Diye bağırdım. Dün sabah amcamı aramıştım ve bana hemen yola çıkacağını söylemişti ama dünyanın öteki ucundan gelmek biraz zaman alıyordu. Uçarak gelse bile. Üstelik babam dün akşam üstü eve gelmiş ama ben daha onu fark etmeden yine çıkmıştı. Artık sinirleniyordum ve sabahta onu evde bulamayınca biraz daha beklemiş ve akşam olmadan limana gelmiştim ama o kendisini sırf yanına gelemeyeyim diye tekneye atmış ve bizden 200 metre ötede duruyordu. Son isyanım üzerine de bir şey demeyince megafonu indirdim.
"Bence onu rahat bırak"
"Hayır Hanbin. Rahat bırakmayacağım. Beni duyduğunu biliyorum."
"Elindeki megafonla seni tüm Desiti duyuyor güzelim. Konuşmak istemiyor işte."
"Konuşacak. Çocuk değil" dedim ve megafonu kaldırıp tekneye döndüm.
"Baba eğer gelmezsen ben oraya gelirim. BANA CEVAP VER!" Diye bağırdım sinirle. Sonunda megafonu yere fırlattım. Hanbin kırılan megafonu eline aldı.
"Kırdın işte! Daha yeni bantlamıştım."
"Ruhun fakir gerçekten." Dedim ve gömleğimin düğmelerini açmaya başladım.
"Napıyorsun ? Jennie!"
"Ben giderim demiştim!"
"Nasıl ?"
"Yüzeceğim!" Dedim gerginlike ve şortunu çıkardım. Hanbin panikle kırılan parçayı tutturmaya çalışıyordu.
"Hyung!" Dedi megafonu birleşik tutmaya çalışırken. "Hyung Jennie suya giriyor!"
Saniyeler sürmeden telefonum çalmaya başladı. Babam teknenin bize bakan tarafına geçmişti. Onun aradığını anlayıp şortun cebinden telefonumu çıkardım.
"Ne var ?"
"Aptal mısın sen ?"
"Böyle mi davranacaksın cidden!"
"Sen sudan nefret edersin. Yüzmeyi de bilmiyorsun zaten. Saçmasapan şeylerle uğraşma ve git anlaşmanı yap."
"Neden konuşmuyorsun benimle ? Konuşmazsan konuşma ama bari evde dur. Zaten hastasın. Ölmek mi istiyorsun ?"
"Bu şekilde bağırmaya devam edeceksen kapatıyorum. Zaten seni telefonsuzda duyuyorum."
"Bağırmıyorum!"
"Jennie beni hayal kırıklığına uğrattın. Sana küçüklüğünden beri hiç sınır koymadım. Senden tek isteğim vardı, Cherry'den uzak dur. Onu yapamadın Jennie. Senden istediğim tek şeyi yapamadın."
"Onlar bana geldi. Kabul etmem gerekiyordu çünkü etmezsem kimliğimi ifşa edeceklerdi."
"Orayı yakmamı mı istiyorsun ?"
"Hayır, baba lütfen anla beni. Senden saklamak istemedim ama bu şekilde tepki vermemden korktum."
"O Taehyung denilen piçi öldüreceğim."
"Baba lütfen yapma."
"Onu geberteceğim ve ibret olsun diye Desiti'nin girişine asacağım bedeneni. Ondan sonra aramızda sorun kalmayacak."
"Baba....Baba yalvarırım." Dediğimde sustu. Aciz hissediyordum kendimi. Sevmek bu muydu ? Babamın söylediği şeyi yapacağını biliyordum. Bu yüzden bedenim gerilmiş, kalbin sıkışmış ve korku basmıştı. İlk defa yalvarıyordum. Başka biri için ilk defa merhamet istiyordum hayatımda. Başka biri olsaydı yapmaz, bunu diyen kişiyi ya öldürür yada yapamacağını bildiğim hisle alaya alırdım ama babam yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...