14

88 11 92
                                    

Odasına girdim ama orada değildi. Girdiğim camı sessizce kapatıp dolabına ilerledim. Kendime bir tişört çıkarmadan önce kanlı tişörtümü çıkarıp yere attım ve ondan aldığım siyah tişörtü geçirdim. Eğer burada yoksa onun suçuydu. Evi karıştırmam için bana bir şans vermişti. Odasından çıktığımda kapının önünde kaldım.

"Jungkook!" Diye bağırdı Chaerin."Sana son kez soruyorum ve bir saha bu konuyu açmayacağım bile. Cherry yada Dragon fark etmez. Sana kim laf ediyor ?"

"Kimse."

"O zaman o boynundaki iz ne ?"

"Bir daha konuyu açmayacağım demiştin. Son kez sorduğunu söylemiştin." Dediğimde onların olduğu yere göz attım. Tam merdivenlerin önünde kalan büyük bir masada hep beraber oturuyorlardı. Onların yanına inmeye başladığımda bakışları bana döndü.

"Siz devam edin. Sadece Taehyung ile buluşmaya geldim."

"Artık buna şaşırmıyorum bile." Dedi Chaerin. Oturmam için masayı gösterdi.

"Ne ? Cidden onun yanında bunu konuşmak zorunda mıyız ?"

"Kime anlatabilir Jungkook ?" Dedi Chaerin. "Burada olduğunu bilmiyorlar. Anlatsa bile kim buna inanır ?"

"İnanacak birileri vardır ya." Dedim yanında durup. "Dragondaki herkes benim her şeyş yapma potansiyeli olan bir...deli olduğumu bilir."

"Bu kadarı da değil ama." Dediğinde gülümseyip Taehyung'ın yanına oturdum.

"Tişörtlerinden aldım ama kusura bakmazsın artık." Dedim kulağına. Düz ifadesizliğini korurken Chaerin'e döndü. Ben ise karşımda oturan Hoseok'a ve yanındaki Jin'e baktım. Chaerin masanın başında, Jungkook ise onun tam karşısında oturuyordu.

"Tamam bir daha sormayacağım dedim. Sormuyorum ama bunların olmasına da izin vermeyeceğim. Bundan sonra Jungkook yanında kimse yokken dışarı çıkmıyor. Sizden biri yoksa yanına en az iki kişi alıyorsun ve nereye gideceksen onlarla gidiyorsun."

"Reddedildi."

"Umurumda değil. Eğer senin için burayı güvende tutamıyorsam, yanına güvende tutması için birini veririm."

"Kendimi koruyabilirim anne."

"Belli ki koruyamıyorsun. Bir kaç gün sessizdin ve biri boynuna bıçak dayamış. Öldürmelerini mi bekliyorsun ?" Diye bağırdığında Jungkook saniyelik bir bakış attı bana. Ah evet..ben yapmıştım ama çok minik bir kesik olmuştu. O da beni bir anda itince olan bir şeydi.

"Bu yanlışlıkla oldu. Kimsenin beni öldürmeye çalıştığı yok. Diğerlerine gelirsek...dövüşmeyi biliyorum."

"Ama kaçmayı değil." Dediğimde ağzımdan kaçan şeyle hepsi bana döndü. "Karışmadım sayın."

"Hayır, hayır. Belli ki bu konuda söyleyeceklerin var. Devam et." Dedi Jungkook alayla.

"Sadece dövüşmeyi  biliyor olabiliyor olabilirsin vücuduna bakınca ise tek yumrukla eminim birini tere serebilirsin buna inanıyorum ama Desiti'de herkes biraz da olsa dövüşmeyi bilir. Eğer 6 kişi sana saldırıyorsa oradan kaçman gerek."

"Dediklerini yanına mı bırakayım ?" Dedi sinirle.

"Hayır daha fazla adamla gelip onları gebert." Dediğimde Chaerin kıkırdadı.

"Bak mantıklı."

"Anne bu korkakl-"

"Hayır değil Jungkook. Her sorunu beraber çözebilmemiz için aileyiz. Eğer senin bu sokaklarda tek başına hayatta kalmaya çalışmanı isteseydim Cherry'de olmazdım. Sen de olmazdın." Dediğinde sessizliğime gömüldüm. Babam hiç bizi yalnız hissettirmezdi. Sadece kelimelerle arası o kadar kötüydü ki böyle şeyleri de ondan duymazdım. "Onlar seni tek yakalamak için çabalayan bir grup şerefsizse, sende onları halletmek için abilerine koşan bir çocuk ol. İki türlü de oğlumsun ama dayak yiyen halini sevmiyorum."

My ghostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin