Herkes tırın hemen önüne bir daire oluşturmuş ve kamp ateşi yakıp etrafına dizilmişti. Rosé tırdan çıkmamış ama hemen kenarında oturuyordu. Bir kaç kere göz göze gelsekte bana bir şey söylememişti. Zaten ben gidemeden Jisoo yanına gitmiş ve onunla konuşmaya başlamıştı Biralarını içerek sohbet eden kalabalığa baktım. Jennie Jungkook'la konuşuyordu. Hafif bir şekilde öksürük dikkatini çekmeye çalışsam da bir işe yaramadı ama Jungkook bana baktı. Gözlerimle yavaşça Jennie'yi işaret ettiğimde koluyla Jennie'yi dürttü ve beni işaret etti.
"Jennie biraz konuşalım mı ?"
"Benimle mi? Aa...Emin misin ?"
"Lütfen." Dediğimde ayağa kalktı. Beraber dönüş yolundaki ağaçlık alanlara doğru döndük.
"Jennie çok uzaklaşma." Dedi Yoongi. Jennie ona bakıp kafa salladı. Sonunda yürümeye başladık.
"Ne oldu ?"
"Rosé'yi neden buraya getirdin ? Tehlikeli olabilir."
"Nasıl yani ? Tehlikeli diye onu odaya kilitleyip hiç çıkarmayalım mı ?" Dedi alayla. Durup ona baktığımda yüzü düştü. Şuan gerçekten de...ailem gibi mi konuşmuştum ?
"Ben..Jennie ben sadece onun için endişeleniyorum tabi ki. O çıkmaya hazır değildi."
"Gece yarısı ve güneş yok. Çıkmaması için bahane de yok. Orada durdukça buna olan cesareti kırılır. Zor ikna ettim ama şuan buna değdiğini düşünüyorum. Mutlu gözüküyor." Dediğinde kalabalığa döndüm. Hoseok tırın içinde dikilen Rosé'nin elini tutuyordu. Rosé ise tereddütle dışarı bir adım atarken herkes büyük bir sessizlikle onu izliyordu. Sonunda Hoseok'a tutunarak çıktı ve ona sıkıca sarıldı.
"Mutlu." Diye mırıldandım gözlerimin dolmasına engel olamayarak. Rosé'ye yanlarında yer açtılar ve ateşin etrafına oturdu.
"Şimdi konuşma bittiyse gidiyorum."
"Kızgın mısın bana ?" Dedim ona dönerken.
"Ne ? Saçmalama Taehyung neden kızayım ? Alt tarafı iki gündür benden kaçıyorsun. Aramalarımı da canın isterse açıyor ve saçmasapan bahaneler sürüyorsun. Bu gayet normal yani."
"İşim vardı."
"Yalandan nefret ederim."
"Yalan değil." Diye mırıldandım.
"Taehyung seni gördüm. Senin için o kadar endişelendim ki sana bakmaya geldim ama tek yaptığın odanda yatmaktı. Onu görünce bile sesimi çıkarmadım ve babama gidip kavga ettim çünkü bu çok mantıksızdı. Ona bizi engelleyemezsin dedim ama bunu zaten istemediğini söyledi biliyor musun ? Ben anca...o zaman kalakaldım."
"Sana ben sevgiyi bilmem dedim." Dediğimde kaşları iyice çatıldı.
"Bu sevmekle alakalı değil. Yalan söylemek ve kaçmanla ilgili şeyleri sevgi gibi güzel bir şeye bağlama"
"Bağlamıyorum. Böyle devam etse sevgi kalmayacaktı!" Diye bağırdım sinirle. Beni anlamaması beni delirtiyordu.
"Benim...Sana olan sevgilimi tartışma konusu yapma asla!"
"Bıkacaktın Jennie. Her gün beni görüyorsun. Sonra dönüp sıkıldım artık diyecektin. Bende..Bende bunu düşünüyordum. Nasıl bu sorunu çözebileceğimi düşünüyordum. İşim buydu yani. Ah lanet olsun bunu sana söyledim diye çok mızmız gözüktüm işte." Diye isyan ettim.
"Ne bıkması ?" Dedi bana bakarak.
"Boşver..unut gitsin."
"Taehyung noluyor ? Ne bıkması ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...