44.

100 12 64
                                    

"Hepimiz burada toplanmak için esrarengiz bir mesaj aldık yani ?" Dedim. Şuan karşımda Jungkook, Jin ve Hoseok duruyordu. Hemen yanımda ise Yoongi, Jisoo, Namjoon ve Jimin. Bu garipti çünkü mekandaydık ve burayı bilen nadir kişiler vardı. Özellikle Cherry halkına yasak olan bir yerdeydik.

"Esrarengiz değil. Mesaj Jennie'den geldi" Dedi Taehyung aralarına dahil olurken. "Ona aldığım telefondan atmış mesajı."

"Peki o nerede ve sen niye buradasın ?" Dedi Yoongi

"Bebeğim erkeklerle konuşmadan önce bana bir sor" Dedi Kitty. Yoongi göz devirdiğinde ise Kitty kıkırdamıştı.

"Evet Taehyung? " dedim sabırsızlıkla. Taehyung telefonunu gösterdi.

"Mesajı bende aldım ve Jennie nerede bilmiyorum. Gelmeyi bile düşünmüyordum ama Jungkook'a da aynı mesaj gelince bir şey olduğunu düşündüm."

"Eh mesaj attığına göre en azından yaşıyor." Dedi Hoseok. Gruptaki herkes saniyelik olarak ona döndüğünde omuz silkti. Şuan burada olma amacımızı cidden merak ediyordum ki uzaklardan gelen bir ses hepimizin dikkatini çekti.

"Karavan mı ?"

"Evet...karavan" Diye yanıtladım Jimin'i. Karava 10 metre kadar uzağımızda durdu. Jennie gülerek kafasını karavanın camından çıkardı.

"Oo herkeste gelmiş bakıyorum. Size güveneceğimi biliyordum. Nasılda tek lafımla topladım sizi" Dedi neşeyle

"Jennie sence 'kaçırıldım çabuk gel' yazdığın için geldiğimizi düşünmedin dimi? "

"Hayır Jin meraklantan geldiniz. Neyse  bu çok önemsiz konuyu kenara bırakıyorum çünkü sürprizim var." Dedi ve karavanın yana döndürdü. Böylelikle karavanın uzun cephesi bize doğru dönük oldu ki kepenkle kaplı olduğunu görmemizle diğerleri de en az benim kadar şaşırmıştı. Jennie aşağı indi ve kepenke yaklaştı.

"Yine başımıza bela alacağız." Dedi Yoongi. Sessizce kafa sallayıp onu onayladım.

"Ayyy çok heyecanlı." Dedi Kitty yerinde zıplarken. Jennie kiliti çıkarıp bize baktı.

"Kısa bir konuşma ya-"

"Ah hadi ama!" Dedi Namjoon

"Şişt dinle beni! Evet sessizlik lütfen. Bu anlamlı günde aramızda olduğunuz için mutluyum. Eveeeet bayanlar ve beyler karşınızda kamp ateşi. Hem de Jennie ve Rosé işbirliğiyle!" Dedi ve kepenki yukarı doğru itti. İçeride koşuşturan kız aniden koşmayı kesti ve yüzünde gergin kocaman bir gülümsemeyle tırın ortasında kalakaldı. Herkes sustu ve ortamda ölüm sessizliği oluştu. Papatyalarla dolu beyaz bir elbise giyen kıza bakıyorduk hepimiz. Bakışlarımı tırın içine çevirdim. Bir kaç kasa içki ve bolca odun vardı. İçinde abur cubur dolu olan kasalarda bir kenardaydı. En tuhaf olan kısmı içerideki bir kaç saksıydı.

"Merhaba ben Rosé" Dedi kimse bir süre konuşmayınca. Kimseden bir tepki gelmediğinde Jennie yapmacık bir şekilde öksürük. Rosé tırın içinde bir adım attı. "Taehyung'ın kardeşiyim"

▪︎▪︎▪︎
Jiyong

"Selam güzelim." Dedim camdan girerek. Chaerin donuk bakışlarla bana baktıktan sonra gülümsedi.

"Sen buraya gelmeye alıştın iyice" Dediğinde camı arkamdan kapattım ve ona yaklaşıp sarıldım.

"Çocuklar evden çıktı. Bende biraz fırsatı değerlendirmek istedim." Diye mırıldandım ve alnına minik bir öpücük bıraktım. Benden ayrılıp masasına yaklaştı ve küpelerini çıkarmaya döndü.

"İyi yaptın. Bizimkiler de evde yok."

"Hep beraberler. Bir şeyler çeviriyorlar"

"Biliyorum...bugün garip bir şey oldu."

"Nasıl garip? " dedim yatağına oturup.

"Jennie bir tırla geldi."

"İnan bu cümleye bile şaşırmıyorum artık." Dediğimde gülümsedi.

"Rosé ile çıktılar."

"Gerçekten mi?  Rosé çocuğun kardeşi değil mi ?"

"Evet. Onu o odaya girdikten sonra ilk defa çıktığını görüyorum. Tabi Jennie sabah altıda geldi. Saatlerce odada kaldılar. Bence ikna etmeye çalışıyordu. Akşam üstü de çıkıp tırla  döndü. Benden bahçeyi tamamen boşaltmamı istedi ve yolu çiçeklerle doldurdu."

"Jennie aklına koyduysa yapar ama kızın odadan çıkamadığını sanıyordum. Onu kötü etkilenmesin."

"Aslında Rosé sadece güneşe ve yoğun ışığa duyarlı. Gece olmasına rağmen Jennie ona bir kutu güneş kremi sürdü zaten." Dedi yanıma otururken. "Sadece korkuyor Ji. Dışarıdaki her şey Rosé için tehlikeli geliyor. Daha önce hiç dışarı çıkmamış, hiç görmemiş. Halbuki bizim için ne kadar basit bir şey."

"Hiç görmediğin bir şey seni korkutabilir." Diye mırıldandım. Seni sevmeye başladığım zamanlarda benim de korktuğum gibi. "Ama zamanla bunun güzelliğini fark edecek ve korkusu gidecek."

"O yüzden endişelenmiyorum. Hem çocukların hepsi orada. Bir şey olursa anında yardım ederler." Dediğinde kafa salladım. Yatağa uzandım ve onu yanıma çektim. Gülerek kollarımın arasına yerleştiğinde gözlerimi kapattım.

"Hey burada uyuma."

"Sadece bir kaç dakika." Diye mırıldandım kokusunu içime çekerken. Onun kokusunda bana huzur veren bir şeyler vardı. "Belki bir kaç saat."

"Çocuklar gelirse ?"

"Eminim bu gece geç dönerler."

"Büyük ihtimalle."

"Hem görürlerse de görsünler bıktım artık." Dediğimde kıkırdamaları kulağıma doldu. Hep böyle gülsün istiyordum. Benim kollarımın arasında mutlu olmasını. İkimizde mutlu oluyordum beraberken biliyorum ama kısa sürmüştü işte mutluluğunuz hep. Bu sefer kısa sürmesine izin vermeyecektim.

"Jiyong bir şey buldun mu ?"

"O iki salak ötmüyor ama eninde sonunda konuşurlar."

"Taehyung denesin olur mu ?"

"Ben beceremiyor muyum ?" Dedim tek gözüm açıp onu incelerken.

"Hayır ondan değil." Diye mırıldandı hızla. "Sadece seni tanıyorlar. Cevap almadan onları öldürmeyeceğini biliyorlar. Belki Taehyung olursa.."

"Tamam sen öyle diyorsan öyle olsun. Hem şu iş artık bir an önce bitsin. Yarın Taehyung'ı çağırırım olur mu ?"

"Teşekkür ederim." Dediğinde onu biraz daha kendime çektim.

"Endişelenme. İkimiz bunu halledeceğiz ."

"Bazen öyle gelmiyor."

"Bizi dinlemeleri gerekiyor. Lider biziz." Dediğimde gülümsedi.

"Evet biziz ama kimse yokken, geceleri gizli gizli buluşuyoruz. Aman ne liderler ama!" Dediğinde burnunu parmaklarım arasına alıp sıkıştırdım.

"Hanımefendi siz çok biliyorsunuz." Dediğimde kafasını çekerek benden kurtuldu. "Ah Chae..sadece çocuklar korkutucu."

"Fazlasıyla. Acaba bizde çocukken böyle miydik ?"

"Hayır. Onlar korkutucu çünkü biz iyi bir aileyiz. Biz değildik çünkü ailemiz canavardı. Bizim dişimizi gösterdiğimizde onlar pençeleriyle saldırırdı."

"Yine de biz yaşıyoruz."

"Çünkü bebeğim ne olursa olsun biz kazanırız."

"Bu sefer...kazanmak acı verecek gibi. Karşımızdaki kişiler..."

"Hayır onlar karşımızda değil Chaerin. Onlar fark etmeseler bile yanımızdalar. Ne olursa olsun ailem kazanacak. Ailecek bunu atlatacağız ve günün sonunda kazandık diyeceğiz. Bu sefer kaybeden olmayacak."

"Olmasın Ji. Ben daha fazla kaybetmek istemiyorum. Hep beraber kazanalım ve mutlu olalım istiyorum. Artık vakti geldi." Dediğinde elini tutup üzerine bir öpücük bıraktım.

"İsteklerim benim için emirdir kraliçem." Diye mırıldandım. Dudaklarımı ona doğru uzatmadan önce devam ettim. "Şimdi iyi geceler öpücüğümü alayım."

My ghostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin