"Kavga var!" Diye bağırdı Yeji motorunu durdurur durdurmaz. "Toplanın kavga var. Cherry ve bizimkiler yukarı stadyumda kavga ediyor!"
"Ah siktir." Dedi Lisa ayağa kalkarken. Daha ne olduğunu anlamadan ayaklandım. "Hızlı ol Namjoon"
"Bende geliyorum." Dedim yola çıkarken.
"Karışma buna Jen. Eğer cherry ile kavga ediyorlarsa büyüktür."
"İlk defa kavgaya girmeyeceğim Lisa." Dedim Yeji'nin arkasına atlarken. Lisa iç çekip bana bir silah uzattı.
"Yeji ona dikkat et." Dedi ve kendi motoruna ilerledi. Ben ise Yeji'nin omzuna vurup gitmesini işaret ettim. Stadyum uzak değildi. Yeji'nin motoru kullanma hızıyla ise çok daha yakındı. Motor gürültülü bir şekilde kavgaya yakın bir yerde durduğunda aşağı atladım. Lisa'da bize yetişmişti. Bana verdiği silahı belime sıkıştırdım. İki grup karşılıklı duruyor ve her an birbirine saldıracak gibi tetikte bekliyordu. İkisinin de başında fazlaca dayak yediği belli olan tipler vardı. Tek sorun tam ortalarında duran kişiydi çünkü o tanıdık surat midemi düğümlemiş ve adımlarımı dondurmuştu.
Desiti'nin en büyük iki çetesi tabi ki de birbirine düşmandı ve kavgaları her zaman büyük oluyordu. Genelde çocukça şeylerden başlardı. Hatta çetenin küçükleri başlatır ve kardeşlerinin dayak yediğini gören büyükler olaya el atardı. Yani kavgayı daha da büyütürlerdi. Bunu küçükken bizde çok yapmıştık. Sadece biriyle kavga ettiğim için elli kişinin koşarak buraya geldiğini biliyordum ki bu sadece liderin kızı olduğum için değil, dragondan olduğum içindi. Lakin tüm bu sikik şeylerin ortasında neden menajerim Jisoo vardı bilmiyordum.
"Ne oluyor burada ?" Diyerek öne geçtim. Jisoo beni gördüğündende derin bir nefes aldı. "Ne işin var burada ?"
"Sana demiştim! Kız dragondan diye demiştim!" Diye bağırdı bizden biri. Kafamı çevirip sinirle ona baktığımda sustu ve kafasını eğdi.
"Ruby! Tanrım şükürler olsun." Dedi boynuma sarılıp fısıldadı."Öleceğim sandım"
"Ölebilirdin aptal" dedim ve ondan ayrıldım. "Kız benimle. Sorun mu var ?"
"Sorun senin köpeklerin. Olayı büyüten onlar" dediğinde Jisoo'yu arkama alıp konuşan çocuğa yaklaştım. Lisa'da yanımda belirdi.
"Köpek ? Biz bu lafı cherryliler için kullanırız." Dedim düz bir sesle. Elimi kaldırıp çocuğun omzuna koyup sıktım. "Kız benimle dedim. Siktir ol git."
"Sen-"
"Kavga etmeye gelmedik." Dedi bir ses öne çıkarken. Karşımda az önce konuşan çocuğu itip önüme geçti. "Desitide yabancı bir yüz görünce bizimkiler sormak istemiş. Sizinkiler de sırf kavga çıkarmak için kız bizimle diyip olay çıkarmış. Lakin sen söylüyorsan kız sizinledir. Biz yanlış anlamışızdır."
"Aynen öyle." Dedim çocuğu süzüp. Benden bir kaç yaş büyük gözüküyordu. Yakışıklı bir yüzü ve hareketlerinden belli olan biz özgüveni vardı. Fazlasıyla tanıdıktı. "Dağılın o zaman."
"Ah." Dedi ve arkasında kavgaya hazır olan topluluğa döndü. "Hadi gidiyoruz." Dediğinde kalabalıktan öfkeli sesler çıkmaya başladı. "Çocuklar bu yaptığınız kabalık. Belli ki Bayan Jisoo Dragona misafirliğe gelmiş. En azından ilk gün hatırına onu iyi karşılayalım."
"Dragona el bombası atabiliriz." Diye bağırdı arkadan biri. Bu bizimkileri de öfkelendirdi ve bağırmaya başladılar. Lisa elindeki beyzbol sopasını sıkıca tuttu ve omzuna attı. Her an saldırmaya hazır.
"Onu al." Dedi önümdeki çocuk hemen yanındaki kişiye. Cherry'de yüksek bir mevkide olduğu belliydi. "Mekana götür ve beni beklesin."
"Emredersin Seokjin." Dedi öteki. Ah işte şimdi oldu. Kim Seokjin. Bu sırada Seokjin bize döndü ama bakışları direk Jisoo'yu buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...