"Ruby'ye son 30 saniye."
"Biraz daha parfüm sıkalım."
"Son 20."
"Pudra mı geçsek ?"
"Ruj ?"
"Yeter. Yeter bırakın." Dediğimde ikisi de ellerini üzerimden çekti. Bu sırada limuzin yavaşladı ve durdu.
"Son 10." Diye telsizden ses yükseldi. İkisi de son kez bana baktı. Yüzlerinde memnun bir gülümseme oluştu. Güzeldim. Bunu biliyordum. Birinin bana söylemesine gerek yoktu. Bunu bilmem için bana bakmaları yeterliydi. Göz bebekleri büyür, ışıldar ve yüzlerine bir tebessüm gelirdi. Kiminin elleri titrer, kim ise kalbini tutardı. Biri ortamda komik bir şey söylediğinde ilk bana bakar, tepkimi kontrol ederdi.
"Ruby çıkıyor." Dendiğinde kapı açıldı. Yüzüme büyük bir gülümseme kondurdum. Flaşlar şimdiden ardı arkası kesilmez bir şekilde patladı. Limuzinden indim. Kapıyı açan görevlinin dışında biri çoktan yanımdaydı. Ve ben oradaydım.
Kırmızı halıda doğru bir kaç adım attım. Tam üzerinde durdum. 'Ruby bana bak', 'Ruby buraya,'Ruby buraya da'. Ruby, Ruby, Ruby. Belki de dünyada binlerce kişi de olan bir isim olabilirdi ama bu halıda, bu başarıyla, kendine özel dikilen bu kıyafetle, 5 kişilik bir ekip tarafından tam 4 saatte hazırlanan tek bir Ruby vardı. O da bendim. Bunun verdiği özgüvenle kırmızı halıda yürüdüm. Kameralar beni çekmeye devam etti.
Bir kaç pozdan sonra içeri girdim. Bir kaç görevli beni karşıladı ve geçmem gereken yeri söyledi. Bir röportaj için sıra beklemem gerekirdi normal şartlarda. Tabi bu ben değilsen olacak şeylerdi. Röportajların yapıldığı yere girdiğimde bana dönen bakışları biliyordum. Kimseye bakmadım. Burada olan kimse ilginç değildi.
"Ruby Jane." Dedi kadın elinde mikrofonla bana yaklaşırken. Bu kadını daha öncede görmüştüm. Bir kaç röportaj yapmıştık daha önce. Sinir bozuyordu. Bu yüzden en büyük gülümsememle ona döndüm.
"Merhaba" dedim neşeyle. Kameramanına biraz daha yaklaşmasını işaret etti.
"Bugün törende en çok ilgi çekenler arasındasın. Seni bir kaç saniye görmek için insanlar saatlerce bekledi." Her zamanki gibi.
"Onlara minnettarım." Dedim kameraya bakarken.
"Törenden sonraki after partiye gidecek misin ?" Bu soruları kim buluyor?
"Tabi ki. Uzun çalışmalar sonucu bir partiyi hak ettim." Dedim gülerek.
"Ödül için bir beklentin var mı ?" Hepsini toplayacağım.
"Hak edenlere gitmesini umuyorum. Herkesin çok emek verdiğini biliyorum." Bu aleni düzmece oldu be.
"Kıyafetin çok güzel. Bunu tercih etmende bir sebep var mı ?" İşte benim heyecanlandıran konular.
"Kıyafetim chanel ismini taşıyor. Bu gece için özel hazırlandı. Her detayını yakından takip ettim ve bayıldım. Evet ona aşığım. Sanırım bu gece onunla uyuyacağım." Dediğimde kadın güldü. Ondan kurtulmak için hızla bir kaç soruya cevap verdikten sonra bir kaç görevli beni ödül töreninin olacağı yere götürdü ve başladı.
Tören sonrası elimde ödüllerimle beraber bir fotoğraf ve röportaj silsilesi yaşandı. After parti için limuzine bindim ki normalde sikik partiye gidip o kokuşmuşları çekmeyecektim. Lakin şirketim gitmem gerektiğini söylüyordu. Partiye geçmeden bir kıyafet-makyaj değişikliği yaşandı. Bunların partiye giden yolda, arabanın içinde yapmıştık ki makyözü yarı yolda sıkılıp indirmiştim.
"Çok kalmam" dedim hızla arabadan inmeden Jisoo'ya. Kendisi uzun zamandır menajerim oluyordu.
"Ne desem umurunda olmayacak yani naparsan yap."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost
Teen FictionRuby çok ünlü bir akristti. Tüm bu gösterişli hayat ona bazen boğucu geliyordu ama vazgeçmekte istemiyordu. Lakin bir gece yatağın üzerinde bir not bulduğunda her şey değişti. Eski hayatından, geride bırakıp kaçtığı hayatından birileri onun peşindey...