Bugün güneş benim için çok daha farklı doğmuştu. Sırtımdaki kamburdan kurtulacak ve yeniden özgürlüğüme adım atacaktım. Her şeye sil baştan başlamak, elbet zor olacaktı ama bunu yapacak güç, bende fazlasıyla vardı. Birde yanımda 6 yıllık dostum ve ailem olacağı için altından kalkmak oldukça kolaylaşacaktı.
İstifa dilekçemizi, Demir Bey'e sunmak için geldiğimizde onu yerinde bulamadık. Akşama kadar gelmesini bekleyip, sonra yola çıkarız diye konuştuk fakat ne gelen vardı, ne de giden.
"Beyza canım, sen istifa dilekçesini masasına koy ve yarın sabah ilk uçakla Trabzon'a dön. Demir bey geldikten sonra bende dilekçemi veririm. Diretmezse hemen arkandan bende gelirim. Duruma göre konuşuruz, eğer zorunlu çalışmamız gereken zamanı bizden isterse, sende gelirsin sonra tekrar döneriz. Anlaştık mı? "
"Bilemedim canım, istifamızı bugün vereceğimizi biliyordu. Neden gelmedi ki acaba? "
"Aman kafana takma sen, iş olacağına varır. Dediğim gibi sen bugün kesin git. Yoksa yine merhametine yenileceksin ve olan sana olacak. "
Çok doğru söylüyordu. Bir yanım mutlu olsana, bir yanım üzgündü. Arkadaşlarımdan ayrılmak elbette zordu ama ya dediklerini yapar ve hepsini inadına işten çıkarırsa... İnsanların benim yüzümden zorda kalması, kaldırabileceğim bir yük değildi ne yazık ki.
Düşünme Beyza, düşünme... Sadece öfkeyle söylenmiş tehditti onlar.
"Tamam canım, ben istifa dilekçesini masasına koyuyorum."
Odasına gidip, dilekçeyi masasına bıraktığımda bu odada çok hoş anılarım olmasada, içimde hafif bir burukluk hissettim. Beraber uzun süre çalışmamış olsakta, her dakika yanımda olduğu için birazda alışmışlık vardı. Böyle sakin bir veda yaşayabileceğimi hiç düşünmemiştim. Yine birbirimizi kırar döker, öyle kapatırım bu defteri diye düşünürken, onun karşımda olmayışı, çok tuhaf bir duyguyu da peşinden getirdi.
Özlemezdim değil mi? Canımı yakmak için uğraşan, yapma dediğim her şeyi yapan, sert ve soğuk bir adamı özlemezdim. Cılız bir ses cevap veriyordu soruma, "Aa daha neler Beyza, tabii ki özlemezsin..."
Cılız sesi içimde büyüterek, ona bir not bıraktım.
"Bugün sizsiz güzel bir başlangıca doğru yol alıyorum. Nasıl mutlu, nasıl umut doluyum... Artık gülüşüme, bakışıma karışacak sert ve soğuk bir adam hayatımda olmayacağı için bugünü bayram ilan ediyorum. Vicdansızlık edip sizi yüzüstü bırakmak istemediğim için asistan arayışına girdim ve uygun asistanı da buldum. Hale! Hale' nin bu işi severek yapacağına eminim. Birbiriniz için yaratıldığınızı sakın unutmayın ve hoşçakalın...
Asistanından patron bozuntusuna nefretle... "
⏳⌛
Uçaktan inip, memleketime adım atmanın huzuru vardı. Eğer Trabzon'luysanız ve şehrinize aşıksanız, gözünüze her şey çok başka görünür. Mesela İzmir trafiğinde yolda giderken, camında bordo mavi renklerinin bezediği 61 sayısını görürseniz, mutlulukla kornaya basar, selam verir, "hemşerim" diye bağırırsınız. Trabzonspor bayrağı asılı bir eve, uzaktanda olsa selam gönderir, acaba hemşerim şimdi ne yapıyordur dersiniz. Ben bu şehre de insanlarına da fazlasıyla sevdalıydım.
Taksiye valizimi yerleştikten sonra şoföre "Selamun aleykum emice, Akmanlar Holdinge gideceğim" dedim.
"Uu kızım aleykum selam, hoşceldun. Sen rahmetli Mehmet'in kızısın da."
"Evet emice, dedeme sürpriz yapmaya geldim"
"İyi yapmışsın kızım, selam söyle benden de çok iyi adamdur. Ha burada el atmaduğu kimse yoktur...Unutma selamımı ha, taksici Dursun dersun. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...