38🍓 "KISKANMA MESELESİ"

7.2K 409 297
                                    

Ben geldimm.

Biraz saat geç oldu ama ancak evin yolunu bulabildim : ))

Ama yine de güzel bir bölümle karşınızda olduğum için sorun etmiyorum. Lütfen sizde şimdiden oy vererek ve bolca yorum yaparak destek olabilir misiniz?

Anlaştığımıza göre keyifli okumalar  ❤️

.

.

.

Hiç kurmayacağım cümlelerin hem kırgınlıkla hem de öfkeyle ağzımdan dökülmesine şaşırmıştım. Her bir cümlemde Demir'in kaşları daha da çatılarak üzerime doğru gelmiş, duvara yaslanan bedenimle kaçacak yerimin olmadığını fark etmiştim.

"Ağzından çıkan sözlerin farkında mısın sen? Ben senin kocanım, senin! Bu kadar mı kolay vazgeçiyorsun benden? Kalbinin arkalarında bana duyduğun nefret bu kadar mı büyük?"

Sorduğu her soruyla gözlerinden ateş saçıyor ve bunlara yeni sorular ekliyordu.

"Sana bu kadar çok aşık olduğumu bildiğin için mi, bana rahatça başka kadının ateşli olmasından bahsediyorsun, yoksa kalbinde bana karşı hissettiğin sevgi bu kadar mı az?"

Derin bir nefes alarak kurduğu cümleye bu sefer hayal kırıklığı ekleniyordu.

"Başka kadınlardan zerre kıskanmadığına göre, senin kalbinde ki yerimi de görmüş oldum ya boş ver!"

Gözlerimi kısa süreli kapatıp sakinlik diledim ama öyle büyük bir öfke kasırgasının içerisinde savruluyordum ki bu öfke, sesimle birlikte kurduğum cümlelere de yansıyordu.

"Bana duyduğun aşkta ne büyükmüş be! Kadın, karını küçümserken neredeydi bana duyduğun büyük aşk? Hadi onu da geçtim ben her zaman olduğu gibi kendime yeter, bir erkek tarafından korunmayı beklemem! Asıl sen, şuna cevap ver. Kadın, karının yanında sana davetkar şekilde davrandığında sen ne yaptın? Kafanı bana çevirdin, o kadar!"

Yine gözümün önünde aynı sahne beliriyordu ve kadının o şekilde davranmasını da Demir'in görmezden gelmesine de katlanamıyordum.

"Sen, benim kalbimde yeni oluşmaya başlayan hisleri sorgulayacağına, bana çok aşık olduğunu söylediğin duyguları sorgula! Sen kardeşinin bile benimle konuşmasını, balon almasını kıskanacağına, karının sert bir dille uyararak kalktığı masada, kadının elini tutar pozisyonda konuşmana bak! Hem de kadının sana sarktığını bile bile tuttun sen o eli!"

Şu an gözlerimden çıkan alevin yanında onun gözlerindeki alevin lafı bile olmazdı. Öyle bir öfkeye tutunmuştum ki ikimizi yok etmeden bitmeyecek gibiydi.

Ellerini duvara, yüzümün iki yanına koyarak uzun süre bana bakıp, bir şeyleri analiz eder gibi inceledi. Yukarıya bakmaktan ağrıyan boynum çok daha fazla sinirlenmemi sağlayınca "Bir daha bu kadar fazla yaklaşma bana, duydun mu? Yaklaşma!" diye bağırıp, sol elimle onu ittim.

Geriye bir adım atıp, çıkmam için bana yol verdi. Gözlerini benden bir dakika bile ayırmıyor, hâlâ bir şeyleri kafasında oturtmaya çalışıyor gibiydi. Ona öfkeli bir şekilde arkamı döndüğümde odanın içine saçılmış balonları daha yeni fark ediyordum. Şaşkınlıkla balonlara bakıp Yağız'ın aldığı balonlar mı, değil mi diye kontrol ediyordum ama burada Yağız'ın aldığı balonların yanına saçılmış, çok sayıda kırmızı kalpli balon vardı.

"Sen bi' bana baksana."

Demir'in öfkeden uzak sesine doğru dönüp, mimik hareketi ile ne var diye sordum.

HANİFTAM (Dağ Çileğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin