⏳Birkaç gün sonra...
Tuğba çizimle ilgili bir şey danıştığı için beni masasına çağırmıştı. Uzunca bir süre hayalindeki modeli döktüğü ekrana baktık ve nerenin içine sinmediğini konuştuk. Topuk kalınlığını incelttiğimizde çok daha fazla içimize sinince çıktısını alıp, dosyaya yerleştirdi.
Demir beni oturduğum koltuktan kaldırıp "Hadi saat epey geç oldu artık çıkalım" dedi. Kolumdaki saate baktığımda "Oo saat 8 olmuş, bende neden bu kadar çok acıktım diyorum, meğer vaktin geçtiğini anlamamışız" deyip karşılık verdim.
"Hadi bugün, baş başa yemek yiyelim."
Demir'e dönüp, kaş göz işaretiyle Tuğba'yı gösterdiğimde, kaşlarını yukarıya kaldırıp, kabul etmediğini söylese de ben ısrar edince Tuğba'ya döndü.
"Tuğba sende gelsene, Beyza için de değişiklik olur."
Tuğba çantasını alıp "Başka zaman beraber çıkarız, bugün evde işlerim var." dedi.
Israr etsek te kabul etmeyince Demir ile beraber sevdiği bir restorana giriş yaptık. Demir burada yiyip çok beğendiği bir yemek olduğunu söyleyince, ben menüyü elime alma gereği duymadım.
"Tamam Demir, o halde siparişi sana bırakıyorum. Sen siparişi verirken bende ellerimi yıkamaya gideyim."
Masadan kalkmadan önce, bir kız grubunun bizim masaya çok dikkatli bir şekilde baktığını gördüm. Önemsemediğim için üzerinde durmadım ve ellerimi yıkamaya gittim.
Ellerimi yıkadıktan sonra aynaya uzun süre bakıp, kendimi incelemeye başladım. Rüyayı gördüğümden beri, Demir'in kocam olduğunu kabul etmek için elimden geleni yapıyor, iç dünyamda zorlu savaşlar veriyordum. Sürekli asi ve gururlu yanım 'Seni nasıl yola getirdi ama bir de ona boyun eğmeyeceğini söylüyordun. Şimdi resmen kocan olduğunu kabul ediyorsun. Aptalsın kızım sen! Onun tehdidiyle girdiğin bu evlilikte, ona şans verecek kadar saf ve geri zekâlısın' diyor, beni soluksuz bırakıyordu. Elimi kalbime götürdüm. Sancıyan yanını bastırmaya çalıştığımda gözümden akan iki damla yaşı, elimin tersiyle silip geçiştirdim. Derin bir nefes alıp, gördüğüm rüyada babamın söylediklerini tekrar tekrar düşündüm.
Sessizce "Nefsinin tuzağına düşme, gördüğün rüyanın anlamı çok açıktı. Şimdi asi ve gururlu yanını görmezden gel" diye fısıldadım.
Masaya gittiğimde Demir, meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Nerede kaldın karıcığım?"
"Ellerimi yıkarken, öylece dalmışım."
Elime uzanıp özenle tuttuğunda, baş parmağını narince elimin üzerinde sağa sola doğru hareket ettiriyordu.
"Sanki yüzün düşmüş gibi görünüyor, söylemek istediğin bir şey var mı?"
Sürekli geri sarıp, başa dönmek yeteri kadar zordu. Bu zorluğu onunda yaşamasına gerek yoktu. Yüzüme yalandan da olsa ufak bir gülümseme yerleştirmeyi başaramamış olmam, cümlelerimle onun soru işaretini silmeye engel değildi.
Yorulduğumu yeni yeni fark ediyorum Demir. Bir de gerçekten çok acıktım. Ondandır, merak etme."
O sırada yemekler önümüze geldiğinde servislerimizi yapıp gittiler. Çatal ve bıçağı elime alıp "Bakalım dediğin kadar lezzetli mi Demir Bey? Bu arada bunun ismi neydi?" diye sordum.
"Filetto Di Manzo Al Vino Rosso."
Bıçakla eti keserken "İsmi de amma uzunmuş" deyip kıkırdadım, Demir'de bana bakıp göz kırptı. Sonra bir anda içime şüphe girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...