Çok yorgun bir şekilde bölüm paylaşıyorum, kelime hatalarım var mı, yok mu emin bile değilim.
Belki biraz daha duygulara yoğunlaşabilirdim, bilmiyorum... Sadece siz uyuyamadığınızı söylediğiniz için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalıştım.
Şimdi sıra sizde, bölümü size emanet ediyorum.
Geçen bölüm girdiğiniz şoktan dolayı basmadığınız voteleri de hatırlatmakta fayda görüyorum.
.
.
.Ece tekrar aynadaki yüzüne yakınlaştırıp "Ya sen buna yetemiyor muydun bilmiyorum ama dün geceden beri hiç durmuyor." dedi ve sonra da kahkaha atarak aynadaki yansımasından ayrılıp, yatağa doğru ilerledi. Demir'in çıplak sırtı başlığa yaslıyken, kafası yukarıya doğru bakıyordu. Bakışlarını Ece'ye çevirdiği zaman "Yeter artık! En sonunda şu telefonu kıracağım!" dedi. Ece kahkaha atarak "Tamam kızma aşkım hemen geliyorum." dedikten sonra video kaydı da öylece son buluyordu.
Elimi kalbimin üzerine götürdüğümde yokluk hissettim. Ne bir kırılma, ne bir atış, ne de bir varlık belirtisi vardı...Tüm duygular bir video ile ölür mü? Ölürmüş... Her şeyi olduğu gibi bunu da onunla beraber öğrendim.
Titreyen dudaklarım, düşen omuzlarıma inat sesim bir savaşçı netliğinde çıkıyordu.
"Gözünden tek bir damla yaş bile akmayacak! Yarım saat içinde plan kurup, buradan defolup gidecek, onun ismini ağzına asla almayacaksın. O bugün öldü ve sen, onu güzel olan tüm duygularla beraber toprağın altına gömdün."
İçimde oluşan koca bir boşluk tarafından yutulmuş gibi hissediyordum ama bu yutulma işinde önce kalbim, sonra da güzel olan bütün duygularım acımasızca sökülüp bir kenara atılmıştı. Benden geriye bir tek öfkem kalmıştı ve o da o kadar büyüktü ki beni yok etmeden dineceğe benzemiyordu.
Zor olmuş olsa da kontrol altına almayı başardığım ellerimle Zehra'yı aradım.
"Zehra müsait misin?"
" Evet kuzen canım. Sesin çok kötü geliyor, iyi misin?"
"Hiç bu kadar iyi olmamıştım merak etme. En iyi tasarımcılardan oluşan bir grupla ülke ülke gezip, hem kendimizi geliştireceğiz hem de tecrübelerimizi aktaracağız. Birazdan ağabeylerimi de arayacağım."
"Ee Demir senin yanından bir saniye bile ayrılmaz. O da mı geliyor?"
"O bugün öldü Zehra. Şimdi beni, o ölü adamın soyadından biran önce kurtarman gerekiyor."
"Ne diyorsun sen Beyza?"
"Beni aldattı Zehra, elimde video kaydı var ama bunu kullanamayacak kadar gururluyum. Ne yap, ne et beni bu adamdan biran önce boşa. Yalnız senden bir ricam var, bu konuyu senden başka hiç kimsenin bilmesini istemiyorum. Bu iğrenç konu için kimsenin beni teselli etmesine katlanamam, zaten dediğim gibi ben de o esnada yurtdışında olacağım."
"Yapma Beyza, önce geleyim bir konuşalım. Çok ağır bir süreçten geçiyor olduğun halde sen, ruhsuz bir şekilde konuşuyorsun."
"Bugün toprağın altına bir tek onu mu gömdüm sanıyorsun?"
"Yapma Beyza'm, tek başına bu acıyı sırtlanma."
"Zehra, bu acı benim acım ve kimseden en ufak bir destek bile beklemiyorum. Telefonu kapattığımda süreci hızlandır ve aileme asla bundan bahsetme. Bahsettiğin takdirde o toprağın altına onunla beraber seni de gömerim. Şimdi kapatıyorum uçağın kalkmasına çok az kaldı. Allah'a emanet ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...