"Karıcığım hadi çabuk."
Demir'e doğru öfkeli bir şekilde baktım. Yaptığından hiç pişman görünmüyor, meydan okuduğunu açıkça gösteriyordu. Özellikle ben söyleyene kadar Ayaz'ın bilmesini istemediğimi ifade etmiştim ama o, her isteğime olduğu gibi bu isteğime de saygı göstermemişti.
Ayaz'a ne söyleyeceğimi bilmez halde baktım. Onu ilk defa böyle yıkılmış görüyordum.
"Beyza bu adam ne diyor?"
Sesi titriyor, bu durumu kabul etmiyordu. Bana doğru yaklaşırken, içine derin bir nefes çekti. Bir şey söylemek için ağzını açtı ama omuzları yere düştü ve hiçbir şey söylemeden, merdiven çıkışına doğru gitti. Demir'e doğru dönüp baktım. Dudaklarımı sessizce kıpırdatıp "Senden nefret ediyorum" dedim ve Ayaz'ın peşinden merdivene doğru koşmaya başladım. Ayaz hızlı adımlarla merdivenleri iniyor, biran önce buradan kaçmak istiyordu.
"Ayaz lütfen dur!"
Kaç kere peşinden dur diye seslendiğimi bilmeden peşinden gittim. Otoparka indiğimizde son bir kez daha seslendim ama artık sesim titriyordu.
"Ayaz ne olur, dinle."
Titreyen sesime, gözyaşlarım çoktan eşlik etmişti bile. Ayaz yerinde durdu. Yıkık bir şekilde arkasını döndü. Sesi her zaman olduğu gibi kırmamak adına dikkatli çıkıyordu ama kendi bin parçaya ayrılmıştı.
"Bu nasıl mümkün olur Beyza? İmkansız..."
Sadece sessizce ağlıyordum. Çaresiz bakan gözlerimi görünce konuşmasına devam etti.
"İki koca yıl beni görmezken, 2 ay bile olmadan bu adamla nasıl evlenebildiğini aklım almıyor Beyza. Seni çok iyi tanıyorum, sen ne dış görünüşe, ne paraya, ne mevkiye bakacak insan asla değilsin. Senin için önce insanın kalbi, sonra da yaşantısı geliyor. Neden beni değil de onu seçtin?"
Duyduklarım karşısında gözlerimi süzülen yaşlarla kapattım. Demir dediklerinde haklıyken, bunu görmeyen, hissetmeyen aptal yanımı ellerimle boğup, yok etmek istedim. İnsanların bana ne hissettiklerini anlamam için açıkça söylemeleri mi gerekiyordu yani, nasıl bu kadar aptal olabiliyordum?
Ayaz'ın cümleleri içimde oluşan binlerce keşkeleri sıralarken, ben ağzıma kilit vurupta susamıyordum. Susmam gerektiğini biliyordum ama yüreğimdeki ağrı susmama engel oluyordu.
"Neden 3 gün önce değil de şimdi Ayaz? Ben böyle bir ihtimali hiç düşünmemiştim ki... Evet her zaman bana karşı çok iyiydin ama bu iyiliğin altında başka neden arayamayacak kadar aptalım işte, görmüyor musun?"
Ah kalbim, neden böyle sızlıyorsun? Geç kaldığın mutluluk için mi, böyle sancıyorsun? Çok yakınında olan bu adamı, neden zamanında göremedin, neden zamanında duyamadın da şimdi seni sevmeyen, demir bir adama mahkum oluyorsun.
"Ne olur masumluğuna aptallık deme! O kadar temiz ve benim için ulaşılmazdın ki bir türlü kendimi sana layık göremiyordum. Seni üzmekten deli gibi korkuyordum. Birde... Birde bize yakışan bir başlangıç olsun istiyordum ama senin için bıraktığım ipuçlarını hiçbir zaman göremedin. Gör diye çok bekledim... "
Aptal Beyza, kör gözlerin mutluluğun elinden avucundan alınmasına sebep oldu! Şimdi açılan gözlerinle ömrünün sonuna kadar sevgisiz bir adamın yanında çürüyeceğini de bil ve ona göre davran. Ona her şeyi anlat, mutlu bir hayatının olmasını istiyorsan bir kere kendini düşün ve ona doğru bir adım at. O seni bir ömür korur ve mutlu olman için bugüne kadar nasıl çabaladıysa yine çabalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...