"Sanırım anladım... O zaman bu gece seni, uyumadan önce biraz sevmeliyim."
Beyza'nın bakışları kısa süre yüzümde dolaştıktan sonra bakışlarını göğsüme indirip hemen sarıldı. Bel boşluğunda olan elimi oradan çektim ve iki kolumla onu ait olduğu yere sardım.
"Geldiğim gün-"
Göğsümde hissettiğim ıslaklık ve Beyza'nın yarım bıraktığı cümle şaşırmama neden olduğunda onu göğsümden uzaklaştırıp gözlerinin içine baktım.
"Ne oldu güzel karım yine neden akıyor bu incilerin?"
Başparmağımla akan gözyaşlarını silmek için harekete geçtim ama Beyza bunun yerine tekrar yüzünü göğsüme yasladı.
"Geldiğim gün beni seversin diye düşündüm ama beni gördüğünde sarılmadın bile."
O kadar çok sevgi dolu bir ailede büyümüştü ve o kadar çok sevilmeye alışmıştı ki sevildiğini hissetmediği zamanlar onun kolaylıkla incinmesine neden oluyordu.
Dolunay'a başımla gitmesi için işaret ettiğim zaman Beyza'nın ağladığını anlamış olacak ki hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklaştı. Ben de Beyza'yı tekrar göğsümden ayırdıktan sonra elinden tutarak yatağıma doğru ilerledim. Onun dizime oturmasını sağlayıp ellerimle yanaklarını kavradım.
"Çok mu özledin kocanı?"
"Hem de çok."
Minik burnunu öptüm. Alnımı alnına yasladıktan sonra "Ben zaten geldiğin gün seni çok sevdim güzel karım." dedim. Cümlem Beyza'nın alnıma yaslı olan alnını geri çekerek, anlamaz gözlerle bana bakmasını sağlamıştı.
"Uykusuz bir şekilde o kadar yol gelmeme rağmen bırak sevmeyi, sarılmadın bile Demir."
"Bu süreçte en sevdiğim yanlarından biri derin uyumandı sevgilim. Böylece sen her gece kollarımda uyuyabiliyordun."
Beyza şaşkın bir şekilde kaşlarını kaldırıp bana baktı. Bu süreçte geçirdiğimiz zamanları düşünmüş olmalı ki eliyle hafifçe omzuma vurdu.
"O yüzden ben, senin hasretinden ölürken sen, o kadar rahat bir şekilde benden uzak durabiliyordun kötü adam!"
"Rahat bir şekilde mi? Sevgilim sana dokunmadığım her dakika delirmem için yeterli bir nedendi. Sence gece boyu kollarımda uyuman benim için yeterli olabilir mi?"
"Ama haksızlık... Ben o kadar uzun süre beni sevmediğin, sarılmadığın için çok üzülmüştüm."
Cümlesine içine çektiği derin bir nefesle beraber devam etmeye başladığında bir şeyler kafasında daha fazla netleşmiş gibiydi.
"İzmir'de sana, gece odama girdin mi diye sorduğum o gün de sen yanımdaydın. Değil mi vicdansız adam?"
Onsuzluk yeteri kadar zordu ve ben bulduğum her fırsatı değerlendiriyordum. Kafamı evet anlamında salladıktan sonra boynundan tutup dudaklarına ufak bir buse bıraktım ama bunu yapmakla hiç iyi yapmadığımı anladım. Beyza dudağının üzerine elini koymuş bir şekilde bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Bu hissi biliyorum! Sadece uyumuyormuşsun bir de beni öpüyormuşsun!"
Onu ani hareketle yatağa yatırarak öpmeye başladım. Onun yanında zaman hiç olmadığı kadar hızlı akıyorken ona dokunduğum zamanlar bu süre daha da hızlı ilerliyordu ve ben, zaman kavramını kaybediyordum. Sınıra ulaşan bedenim sinyaller verirken hemen onu öpmeyi sonlandırdım; çünkü ciddi anlamda artık sabrımın sonundaydım. Başımı biraz geriye çekerek "Ne yazık ki o kadar derin uyumuyorsun sevgilim, seni sadece o gün öptüm zaten o öpücükte burnumdan geldi." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...