Uzun bir bölümle aranızdayım sevgili okurlar.
Oy vermeyi unutmamanız için ufak bir hatırlatma yapıyorum ve yorumlarda görüşmeyi diliyorum.
Öyleyse keyifli okumalar.
⌛Bir gün sonra...
"Demir yalvarıyorum sana hem birkaç saatten söz ediyorum."
Demir kabul etmediğini gösteren yüz ifadesinden asla ödün vermiyordu. Elindeki evrak çantasını masaya koyduktan sonra aradaki mesafeyi kapattı.
"Güzel karım neden hayırdan anlamıyorsun. Seni yanımdan ayırmak istemiyorum."
Neden beni, bir dakika olsun yanından ayırmak istemediğini bir türlü anlamıyordum. Tamam bir kere ondan kaçmıştım ama artık kaçmam için bir neden yoktu; çünkü 36 saat önce bu evliliğe şans verme konusunda kendime söz vermiştim.
"Senden kaçıp 3 gün ortadan kaybolduğum için mi böy-"
Cümlem Demir'in kaşlarının çatılmasına neden olunca cümlemi hemen yarıda kestim ve ellerimi olumsuz anlamda salladım.
"Yoo yoo asla bir daha kaçmam. Hem ben büyüdüm ve çok akıllandım, artık kocamın sözünü dinliyorum."
Bu seferki cümlelerim çatık olan kaşlarının havalanmasına ardından da yüzünün gülmesine neden oldu. Ben izin vermesine neden olmasını istiyordum ama inatçı adam kesinlikle taviz vermiyordu.
"O zaman kocanın sözünü dinlemeye devam et akıllı karım."
İzin vermeyeceğinden emin olduğum an, yüzümü yere eğdim. Ben uslu durmak için elimden geleni yapıyordum ama vicdansız adam buna izin vermiyordu.
Allah'ım, niyet ettim 4 saatcik bu adamdan kaçmaya! Çok kızmasın n'olur. O beni bulmadan ben, evin yolunu tutayım.
Yaa Beyza rahat dur ne olur. Biraz daha yüzünü düşür, bir şeyler yapıp suyuna git, illa izin verir.
Yüzümü biraz daha düşürüp sesimi üzgün bir tona götürdüm ve son kez şansımı denedim.
"Tamam öyle olsun Demir. Ben, kocam akıllı karısına kıyamaz diyordum ama o, hiç acımadan kıyıyor. Oysa birkaç saatcik Tuğba ile zaman geçirecek, ona destek olacaktım."
Demir boynunu eğerek yüzüme bakmaya çalıştı fakat başarılı olamayınca iki eliyle yanaklarımı kavrayıp yüzümü yerden kaldırdı.
"Toplantıya geç kalıyoruz Beyza. Lütfen böyle yapma."
"Ama o şirketinle benim bir alakam yok Demir."
"Senin şirketle değil, benimle alakan var zaten Beyza. Yanımda olman benim için yeterli. Bir aksilik çıkmazsa toplantı 2 saat sürer, sonra seninle kordonda biraz yürüyüş yaparız. Hatta sana kocaman tatlı bile alırım. Olur mu?"
İnatla gözlerine bakmayan gözlerim, beni kocaman tatlıyla kandırmaya çalışan adamın kahverengi gözleriyle buluştu. Kaşlarımın yukarıya kalkmasına engel olamadan sorduğum soru kandırıldığımın en büyük göstergesiydi.
"Fıstıklı, çikolatalı cannoli... Yok yokk portakallı, fındıklı, çikolatalı cannoli olsun ama anlaştık mı?"
Demir kafasını olumlu anlamda sallayınca çok çabuk kandırıldığımın farkına vardım ve pes etmemem gerektiğini hatırladım. Derin bir nefes alarak "Hadi gidelim Demir. İnşaallah yine toplantıya fazla sayıda genç erkek katılmaz." dedim. Ona arkamı dönüp cam kenarında bulunan sırt çantama doğru ilerlerken Tuğba'nın dikkatle bizi izlediğini gördüm. Ne olursa olsun Demir'i vazgeçirmek zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...