⌛2 Gün Sonra...
"İnatçı Hanım, bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz bakalım?"
Yataktan doğrulup, oturur pozisyona geçtim.
"Çok aç hissediyorum."
Doktorun kahkaha sesi odada yankılanırken, tok insanların daha fazla keyifli olduğuna karar verdim. Nihayetinde şu an gülmek için hiçbir neden yoktu ama o, söylediğime kahkaha atıyordu. Bari bugün karnımın doymasını umut ettiğim sırada doktor sandalyeyi yatağın kenarına çekip oturdu.
"Onu zaten biliyorum. Ne zaman odana girsem, açım deyip duruyorsun."
Bakışlarımı ellerime sabitleyip, söylenerek konuşmaya başladım.
"Yeter artık doktor bey, iki gündür sadece çorba içiyorum. Hayır lezzetli de değil. Ben daha 24 yaşında gencecik insanım, tuzsuz çorba nedir ya? Aklıma geldikçe mideme kramplar giriyor."
Doktor söylediğim cümleye karşılık vermek yerine meraklı bir sesle "Beyza bir şeyi çok merak ediyorum." dedi.
Bakışlarımı biraz yukarıya kaldırıp "Neyi?" diye cevapladım ve ardından odada yalnız olduğumuzu hatırlayıp konuşmama ekleme yaptım.
"Doktor bey sormadan önce Aysun hemşireyi de çağırır mısınız? Onu çok özledim böylelikle birazda olsa onu görmüş olurum."
Kaç kere yalnız gelmesini istemediğimi söylediysem de ara ara yalnız gelmesi beni geriyordu. Normal kontrolleri yapıp, çıktığı zamanlar gerilmiyordum ama uzun durduğu zamanlar tek olmasını ne kendi açımdan ne de Demir'in gerilmesi açısından istemiyordum.
"Yalancı Pinokyo! Yine sen ve senin doğruların değil mi?"
Cevabımı beklemeden, Aysun hemşireyi çağırınca hafiflemiş hissettim.
"Ben ve Allah'ın emirleri doktor bey." cümlemi öylece sonlandırırken içimden konuşmaya devam ediyordum.
Bir de kıskanç kocamın daha fazla kıskanmasını istemediğim için.
Aysun hemşire içeriye geldiğinde tebessüm ederek "Merhaba Beyza, nasılsın?" diye sordu ve ardından bakışlarını doktora çevirdi. Bu kızın yeşilleri doktorun üzerinde dolaşırken benim Demir'e baktığım gibi bakıyordu.
Kız sen sonunda kocana aşık oldun da aşık insanları bakışlarından bile tanır mı oldun?
İnsan iç sesinin söylediğiyle sıcacık olur mu? Ben oldum; çünkü Demir'e hissettiğim duygular benim için çok anlamlı ve çok farklıydı.
Aysun hemşire yönünü bana çevirdiği zaman sorduğu soru ancak aklıma gelmişti. Ona cevap vermek yerine elimi mideme götürüp, okşayarak dudak büktüm. Gerçekten artık açlığıma dayanamıyor, midemin doymaya çok ihtiyacı varmış gibi hissediyordum.
"Tamam tamam İnatçı Hanım, önce soruma cevap verin, sonra yavaş yavaş katı gıdalara geçiş yaptıracağım sizi zaten."
"Dinliyorum doktor bey. Zor yerden olmasın ama çok açım, bir an önce yemek yemek istiyorum."
Cümlemden sonra doktor meraklı bir sesle "Mert kim?" diye sordu.
Şimdi Mert'te nereden çıkmıştı. Aysun hemşiredeki gözlerimi kısa süreli doktora doğru götürdüğüm zaman, sesine yansıyan merakla cevabımı bekliyor gibi görünüyordu. Gözlerimi tekrar ellerime sabitlediğimde gözlerimi kısa süreli kapatıp, açtım.
"Üniversitede sınıf arkadaşımdı..." Derin bir nefes alarak yaşadıklarımı sindirmeye çalıştım ama bunun boşa bir çaba olduğunun farkındaydım. "Sanırım ben insanların sevgisine karşılık vermeyince onların öfkelenmelerine neden oluyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...