"Sana asla boyun eğmeyeceğim Demir ERDEM!"
Arabayla uzaklaşırken dikiz aynasından sinirden köpürmüş hali, çok net görünüyordu. Onu arkamda bıraktığım için mutlu hissediyordum. Beni zorla soktuğu bu evlilikte bana emirler yağdırıp, sesini yükselterek hiçbir şey yaptıramayacağını anlaması gerekiyordu.
Yol kenarında bulduğum ilk yerde, telefon kullanmak için izin alıp Tuğba'yı aradım. Birkaç günlük eşya alıp çantamı, telefonumu almasını ve arabamla söyleyeceğim yere gelmesini söyledim. Eğer buradan direk eve gidecek olsam, ben eve varmadan Demir çoktan varmış olurdu. Sakin bir şekilde plan yapıp, buradan uzaklaşmam gerektiğini biliyordum.
Söylediğim yere geldiğimde arabadan inip, Tuğba'yı beklemeye başladım. Demir'in arabası, Ali Asaf ağabeyimin arabasıyla aynıydı. Dudak uçuklatan bir fiyata aldığını biliyordum. Bana yaptıklarını düşününce Demir'e küçük bir hatıra bırakmak istedim. O esnada Tuğba geldi.
"Kuzum hayırdır?"
"Arabaya geçince anlatırım. Bozuk paran varsa verir misin?"
Cüzdanından çıkarıp, bana doğru uzattı. Elinden parayı alıp, arabayı boylu boyuna çizerken çıkardığı ses, beni rahatlatıp gülmeme neden olmuştu bile.
Demir'in en önem verdiği arabası ;)Demir'in en sevdiği gözbebeklerinden bir tanesine imzamı atıyor, bunu gördüğünde yüzünde oluşan şekli tahmin edebiliyordum.
"Beyza yapmasana, o araba servet değerinde, hatta servetten çok daha fazlası."
"İyi işte servetine eşi olarak imzamı atıyorum. "
Tebessüm ederek, arabaya bindim ve birbirimize sıkıca sarıldık. Onu ne kadar çok özlediğimi sarılınca daha iyi anladım.
"Canım sen arabayı sürmeye başla ki vakit kaybetmeyelim. Bende telefonumu alıp gidebileceğimiz bir yer bulayım."
Tuğba arabayı sürmeye başladı ama bir yandan da merakla bana bakıyordu. Ben de telefondan kalmak için sakin bir yer arıyordum. Ara ara elimin üzerini acısa da kaşıyordum.
"Senin elinin üzerine ne oldu? Ver bakayım elini."
Elimi alıp önüne doğru çekti. Damarımın üzerindeki yarayı görünce, ne olduğunu sordu. Tabii ki ona her şeyi anlatıp, üzmeyecektim ama bir şeyleri anlatmak zorundaydım.
"Yeni düzene geçmek pekte kolay olmuyor canım, ister istemez stres yapıyorsun. Birde üzerine yemek yemeyince biraz rahatsızlandım ama merak etme önemli bir durum değildi."
"Yapma şunu Beyza. Kendine biraz da olsa dikkat et. Son günlerde çok solgun görünüyorsun."
"Dikkat ediyorum kuzum. Bak işte seninle tatile çıkıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANİFTAM (Dağ Çileğim)
Teen Fiction"Seni öldürürüm Demir! Öldürürüm!" "Tabii ki öldürürsün ama sen beni öldürmek yerine, ailene umut olacaksın ve benimle evleneceksin. " Mideme kramplar giriyor, bildiğin kıvranıyordum. Nefesimi yettiremediğim için bir elimle kapıdan destek alırken...