7🍓 "YARA BANDI"

10.5K 518 136
                                    

"Beyza çabuk söyle, yoksa sınırlarını severek aşarım. "

"Ş-şey tamam, tamam. "

Konuyu bir şekilde değiştirip, bu adamın yanından uzaklaşmam gerektiğinin farkındaydım.

"Demir Bey çiçekleri gördünüz mü? Hepsi güzellikte birbiriyle yarışıyor değil mi? Peki siz, en çok hangi rengini sevdiniz? Bugün hava sizce de harika değil mi?"

"Beyza, sen konuyu değiştirdiğini mi düşünüyorsun?"

Her şeyi hemen anlamak zorunda mıydı? Anlamasa ve bana yardımcı olsa çok iyi olacaktı ama o konuyu değiştirdiğimden emindi. Aklıma gelen yeni fikirle konuşmaya başladığımda içten içe inşallah konuyu değiştirmeyi başarabilirim diye duada bulundum.

"Aslında dün beni, çok üzüp ağlattığınız için boğazım çok ağrıyor. Yazık bana. "

"Hâlâ ağrıyor mu? Hemen çorba getirteyim mi?"

Doğru istikamettesin kızım, bu yoldan devam et. Şimdi biraz daha kendimi acındırırsam, bu iş tamamdır.

"Ağrıyor tabii... Lütfen siz gidip getirin. Hatta Ferit yaparken siz de onun başında bekleyin ki nanesini bol atsın, üstüne de birazcık pul biber atmayı unutmasın. Anlaştık mı? "

"Ararım getirir."

"Yok yok. O şimdi ne kadar nane atacağını bilmez, siz daha iyi bilirsiniz."

İnatla yanımdan ayrılmıyordu. Gözlerini bana dikmiş, sanki avına heran saldıracak yırtıcı bir hayvan gibiydi. Karşısında istemesemde korkuyor, güçlü olmak için elimden geleni yapıyordum.

"Beyza bende ciddi ciddi seni dinliyorum. Konuyu kapatıp, beni göndermek için diyorsun değil mi? Ama ben yine de Ferit'i arayıp, çorba isteyeceğim ve sen o çorbayı içeceksin."

Israr ettikçe tok olan karnım daha da geriliyor, nefes alamayacak gibi hissediyordum.

"Demir bey kahvaltıyı fazla kaçırdım, şu an ağzıma lokma süremem."

"Beyza, beni delirtme, cevap ver artık!"

Uzaktan sorsa, bu kadar yakınlaşmasa olmuyor muydu? Oysa isteklerimi açık bir şekilde belirtiyor, uzak durması için sürekli dil döküyordum.

"Demir bey, kaçacak bir yerim kalmadı yaklaşmayın."

"Cevap vermediğine göre, hâlâ kaçacak yerin var."

"Bunu siz istediniz!"

Dizimle sert bir tekme attım. Hiç beklemediği için yan tarafından kaçıp, ahşap kapıya doğru koştum. Laftan anlamıyordu işte. Bana yaklaşma dedikçe burnumun dibinde bitiyordu. Şimdi saygı duymadığı sınırlarımı gerekirse savaş vererek koruyacaktım.

"Bu ikinci tekmen, bunun acısını senden çıkaracağım. Biliyorsun değil mi?"

"Ay birde tehdit ediyor, bir daha benim çizgilerimi aşmaya çalışın iki ayağınıza birden tekme yersiniz. Ben ağabeylerimle beraber 8 erkeğin içinde büyüdüm ve bu hiç kolay olmadı. Biraz daha üstüme gelecek olursanız, bana öğrettikleri tüm hareketleri üzerinizde denerim! "

Cevap vermesine fırsat vermeden, kapıyı açıp Tuğba'ya bakındım. Ayaz'ın masasında çalışıyorlardı. Yanlarına gittiğimde oturacak yer bulamayınca Tuğba'nın ön kısmına geçip masaya oturdum.

"Ne yapıyorsunuz, bakalım?"

"Aa sen mi geldin kuzum?"

Tuğba'nın sevecen sesiyle sorduğu soruya "Evet canım, artık kafama göre takılıyorum. Canım çok sıkılınca size bakayım dedim" diyerek cevap verdim.

HANİFTAM (Dağ Çileğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin