yedi

11.4K 925 169
                                    

Eşzamanlı olarak bir kurgu daha yazıyorum, bu yüzden sürekli peş peşe günlerde bölüm gelebilmesi mümkün değil. Ara ara yine hızlı gelen bölümler olur ama zaten bir haftayı asla geçmiyor bölümler arasındaki süre

Bundan sonraki bölümler için instagramdan duyuru atıyor, genellikle son 24 saatte de sayaç açıyor olacağım. Oradan aktifliğimi kontrol edebilirsiniz. Kullanıcı adım: burmeseerubyy

Medyada az sonra kurgumuza teşrif edecek olan beyefendi var: Pars Eraslan.

İyi okumalar!

~~~

"Eve dönmek için geç değil, biliyorsun."

Özgür'ün alayla kulağımın dibine girerek konuşmasına aldırmadım. Aldıracak fırsatım olmadı da denilebilirdi gerçi. Gözlerimi karşımdaki hareketlilikten ayırabilmem mümkün olmadığından, dönüp Özgür'e cevap yetiştirmekte çok zorlanıyordum.

Kimsenin fazla yakınında durmak ilk tercihim olmazdı. Ancak Özgür'ün olabildiğince yakınında durmak kesinlikle benim tercihim olmuştu. Etraftaki gürültü, karşımdaki görüntü ile birleştiğinde ona sığınmaktan başka bir çözüm bulamamıştım.

"Çömüzlerin maçı ne zaman bitecek?"

Özgür boğazından gelen bir sesle güldü. "Çömüz değil, çömez."

Az önce ondan öğrendiğim sözcüğü yanlış telaffuz edişimle eğlenmesinin bitmesini beklerken kollarımı göğsümde kavuşturmuş halde ona bakıyordum.

İçinde bulunduğumuz binaya girdiğimden beri bolca koridor geçip durmuştuk. Bekleme süremizi geçirdiğimiz odaya ulaşırken, lavaboya giderken ve sonunda süre tamamlandığında maçın yapılacağı alana gelirken... Şimdi olduğumuz yer ise koridorlardan ve odadan fazlasıyla bağımsızdı. Beyaz ışıklar ve gri duvarlar ile kaplı koridorların aksine, ortasında bulunan ring dışında hiçbir eşya bulundurmayan alan loştu.

 Beyaz ışıklar ve gri duvarlar ile kaplı koridorların aksine, ortasında bulunan ring dışında hiçbir eşya bulundurmayan alan loştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tepesinden aydınlatılan, kalın iplerle sınırı çizilen ve bize göre yüksek kalan ringin dört bir yanı insanlarla doluydu. Herkes ayaktaydı, kimsenin düzgün bir şekilde sırayla dizildiğini de iddia edemezdim. Karmaşık kalabalığın kendi arasında her an bir olay çıkaracakmış gibi yakın ve düzensiz oluşu gericiydi.

Buraya ilk adımladığımda Özgür'ün beni kalabalığın ortasında bir yere çekiştireceğinden çekinmişken, kalabalığı ve ringi biraz yukarıdan gören bir iç balkondaydık. On kişiden fazlası doluşsa sorun olmayacak yükseltide henüz bizden başka kimse yoktu.

Özgür'ün koltuklu odaya olduğu gibi buraya da rahatça girebilmesi, görüş açımdaki ringe çıkanlardan biri oluşundan kaynaklanıyor olmalıydı. Sorgulamaya gerek duymamıştım.

Düşten FarksızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin