Ben geldiiiimm
Önceki bölümün yorum sayısı şaka mıdır?? Çok mutlu oldum, koştur koştur yazdım bölümü tüm yorgunluğuma rağmen...
Yine yorumlarda buluşalım bol bol, siz böyle aktif olunca ben de en az o kadar aktif oluyorum gördüğünüz gibi 😌🫠
Medyaya gözünüzde nasıl canlanıyor bilemediğim için dörtlümüze ait boy oranlarını görebileceğiniz bir görsel bıraktım :)
İyi okumalar!
~~~
- 6 yıl önce, Ocak 2017, Yunanistan
Adamın oturduğu yerden, dizlerinde duran karısının başını çekmeden kalkmasının bir yolu yoktu. Uykusunun hafif olmayışına güvenerek, hareketlerini olabildiğince yavaş ve az sarsıntılı tutup karısını dizlerinden kaldırmak için ellerini kadının başının altına doğru uzattı.
Dizlerindeki başı, uyuyan bedeni uyandırmadan koltuktaki yastığa bırakmayı başardığında birkaç dakikasından olmuştu çoktan. Koltuktan kalkmadan önce izledikleri filmin devam ediyor oluşunun yarattığı sesi kesmek için kumandaya uzanıp televizyonu kapattı. Filmde yükselecek herhangi bir sesin kadını uyandıracak olma ihtimalini göze alamazdı.
Ayağa kalktığında birkaç saniye koltukta uzanan kadına bakınarak bekledi. Düzenli nefeslerle, kıpırtısız şekilde uyuyan kadının uzun bir süre daha bu şekilde kalacağına artık kesin gözüyle bakmaya başladığında adımları salonun çıkışına, kapıya yönelmişti.
Salondan çıktığında, salonun kapısını tam olarak kapatmadı fakat ses çıkartmadan çekebileceği kadar çekti.
Derin bir nefes aldı. Yürümeye başladığında varacağı yeri düşünmek dudaklarında belirgin bir kıvrım yaratmıştı.
Evin içinde hayalet gibi attığı adımların sebebinin dışarıdan bakan biri için nasıl garip görüneceğini düşünmüyordu. Sessizliğinin karısının uykusunun bölünmesine kıyamayışından değil, o uyanırsa gidemeyeceği yere olan bağımlılığından olduğunu kendisinden başka kimsenin bildiği yoktu.
Hastalıklı bir zihnin, o zihnin elinde tutamadığı insanlık dışı güdülerin esiriydi Nikolos Matris.
Kendisini birkaç adımda salonun uzak çaprazında kalan kapalı kapının önünde bulduğu anda onu tutan en ufak bir şey yoktu. İçinde ona durmasını, yapmamasını ya da yaptığının doğru olmadığını savunan bir fısıltı bile bulunmuyordu.
Tıpkı evin içindeki adımları gibi, kapıyı açışı da ölüm sessizliğindeydi.
Gece lambasının ışığının belli belirsiz vurduğu beden, bundan beş ay sonra on üç yaşına basacaktı.
Uyumadan önce zifiri karanlıkta olmaya henüz alışamadığından başucundaki gece lambasının cılız ışığında, en az annesi kadar derin bir uykuda soluklanan Despina bedeninin bir kısmını yorganının altına saklamış olsa da odasının sıcaklığı dışarıya oranla arttığından üstündeki ince pijamalarıylaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşten Farksız
Teen Fiction*Aile/aşk kurgusu *Yetişkin içerik barındırır --- "Bir ay boyunca burada olduğumu bile fark etmeyeceksin. Tek derdim o mektupta yazanı gerçekleştirip, altında kalabileceğim tüm vicdan yükünden kurtulmak." Boş bakışlar atabilen tek kişinin o olmadığı...