Taslaktaymış bu bölümüm geç hatırladım aklımın bulanıklığından, ilk kez biriktireyim demiştim doğru anda biriktirmişim. Panomdaki duyuruya göz atmadıysanız, bakabilirsiniz. Biraz çalkantılı bir dönemdeyim, gelecek bölümler için net bir şey söyleyemiyorum. Yarın da gelebilir, on gün sonra da maalesef.
Okurken yorum bırakmayı unutmayın 🫠
İyi okumalar!
~~~
Timur anahtarını kapı kilidine yerleştirirken bir adım arkasında duran bedenden yayılan kokuya aslında aşinaydı. Ancak genellikle kokunun kaynağı kendisi olurdu. Bir başkasının alkol variline düşmüş gibi kokmasındansa, diğer ihtimale daha sık rastlamıştı bugüne dek.
"Devirme sağı solu, ses yapma girince." Kapıyı geriye doğru ittiği sırada sesini alçak tutarak konuşmuştu.
Özgür'ü bulmak üzere evden çıkmak için Despina'nın odasına çekilmesini yeterli bulmamış, uyuduğundan emin olacak kadar uzun süre evde beklemişti. Saat gece yarısını çoktan geçe evden ayrıldığında, Özgür'ü aramak için çok uzun zaman harcamasına gerek olmamıştı. Eliyle koymuş gibi bulmuştu onu. Ancak kör kütük sarhoş oluşu sürprizdi.
Özgür aldığı uyarıya sessiz kaldı. Aklı en az midesi kadar bulanıyordu, ikisi bir arada gerçekleşirken de değil cümle kurmak bir sözcük seslendirmek bile işkenceden farksızdı.
Timur önden içeri girdiğinde ilk işi holün ışığını yakmaktı. Karanlıkla kaplı evi bir nebze aydınlattığında, Özgür'ün düşmeden ayakkabılarından kurtulduğundan emin olana kadar bir adım ötesinde beklemişti. Kapı sessizce geri kapanıp, yan yana evin girişinde kaldıklarında Timur yeniden konuştu. "Kahve yapacağım, içtikten sonra da soğuk bir duş alırsın. Sabah zombi olacaksın her türlü ama etkisini en aza indirelim."
"Yatacağım ben." dedi Özgür hafif boğuk çıkan sesiyle. Odasına doğru yönelecek olduğunda Timur buna izin vermeden omuzunu kavramıştı. Cüsse olarak pek farkları yoktu, hatta Özgür'ün yaşının verdiği deli gücüyle bir avantaj sağlayacağı kesindi. Tabii damarlarında gezinen alkol olmasaydı... Sarhoşluğu yüzünden gücü çekilmiş gibiydi. Timur omuzuna dokunur dokunmaz onu durdurabilmiş, çivi gibi olduğu yere çakılmasına sebep olmuştu.
"Yüzünü yıka, şurada. Yürü Özgür delirtme beni, yeterince delirttin bu akşam kotan doldu oğlum yürü."
İttire ittire de olsa banyoya doğru yöneltebildi Özgür'ü. Işığı açıp onu banyoya soktuğunda kendisi girmeye gerek duymamıştı. Fiziki değildi ancak zihni fazlaca yorulmuştu.
Özgür açtığı musluğu bir süre boş boş izlemiş, bir şekilde avuçlarına su doldurup yüzüne çarpmayı akıl edebilmişti. O kendine gelmeye çalışadururken, Timur kahveyi yapmak üzere mutfağa doğru adımlamaktaydı. İkinci adımını atmadan önce, az önce Özgür'ü iterek geldiği için gözünü değdirmediği ancak şimdi ister istemez gözünün takılı kaldığı kapının önünde yavaşladı.
Yıllardır boş duruyor olan, kırk yılda bir gelen misafirlerden başkasının kullanmadığı odanın kapısını kapalı görmeye birkaç günde alışmıştı. Kapı kapalıyken, açık olduğundan daha iyi hissediyordu hatta. Kapalı kapı, içeride Despina'nın var olduğunun bir belirtisiydi.
Timur'un yıllardır ihtiyaç duyduğundan haberinin dahi olmadığı ancak aniden birincil ihtiyaca dönüşen bir belirtiydi.
Kapıya dikkat kesilmek, Timur'un yalnızca Despina'yı düşünmesine sebep olmakla kalmamış; aynı zamanda da kulağına odadan sesler dolabilmesini sağlamıştı. Biraz önce Özgür'ü banyoya girmesi için iterken onun itirazları ve kendi ısrarları sebebiyle duymasının mümkün olmadığı sesler şimdi kısık da olsa kulağındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşten Farksız
Teen Fiction*Aile/aşk kurgusu *Yetişkin içerik barındırır --- "Bir ay boyunca burada olduğumu bile fark etmeyeceksin. Tek derdim o mektupta yazanı gerçekleştirip, altında kalabileceğim tüm vicdan yükünden kurtulmak." Boş bakışlar atabilen tek kişinin o olmadığı...