otuz yedi

7.4K 969 329
                                    

Biz geldik :) Nasılsınız?

Biraz farklı bir bölüm olabilir okumak üzere olduğunuz bu bölüm. Sakince ve acele etmeden okumanızı, satırları iyice anlayarak devam etmenizi tavsiye ederim

Olay dolu bir bölüm değil, yoğun bir geçiş bölümü ancak okurken yorumlamayı unutmayın; haftada bir bölüm rutinime dönmeye çalışıyorum, karşılıklı anlaşalım bu konuda lütfen 🙏🏻

İyi okumalar!

~~~

- 7 ay önce, 11 Ocak, Yunanistan

*bu sahnedeki diyalogların dili Yunancadır.


"Yastığını biraz daha yükselteyim mi?"

Despina, hemen yanında bekliyor olduğu yatağın üzerinde uzanan bedene bakarken aralamıştı dudaklarını. Annesine bakıyor görünüyordu, ancak bakışları asla kesişemiyordu. Despina annesinin boynundan biraz daha yukarıya asla bakmıyordu.

"Despina," derken Helen'in aslında kısık bir mırıldanma çıkartmaktan çok daha fazlasını yapma amacı vardı. Sesini normalin de üstüne çıkartmak istemişken değil normali, fısıltıyı zor geçebilmişti. Bedeninde öylesine az güç vardı ki, kelimeleri çıkarıyor oluşu dahi onun için büyük bir savaş vermek demekti aslında.

"Efendim anne?" diyerek kendisini yanıtlayan kızının tüm bu ifadesizliğinin kaynağı da aynı yerdendi. Helen elinden geleni yapsa bile kızından hep tahmin ettiği, yıllarca düşündüğü ama karşı karşıya kalmaktan da çekindiği o tepkiyi alamamıştı.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

Despina yutkundu. Boğazının tam ortasında kalakalan, aşağıya yol alamayan bir yutkunuştu bu. Kulaklarına dakikalar önce dolanları tepkisizlikle karşılayabilmek öylesine zordu ki bedeni kasılmış, aldığı nefesler bile boğazından geçememeye başlamıştı.

"Söyleyecek bir şey yok, dinlen anne."

Odadan çıkıp gitmesine, burada veremediği tepkiyi en azından dışarıda vermek üzere annesinden uzaklaşmasına engel olan fiziksel bir durum yoktu. Kapıyı açıp çıkabilir, saatlerce ve hatta günlerce buraya dönmeden içinde kopan fırtınayı dindirmeye çabalayabilirdi.

Yapmıyordu.

Kulağında annesinin 'babası' hakkındaki yalanlarının gerçeğe dönüşüyle birlikte yankılanan, o seslere eşlik eden bir başka ses daha vardı. O ses yabancı birine, birkaç hafta önce ayrıldıkları hastanedeki doktora aitti. O ses Despina'ya annesinin göz açıp kapayana dek nasıl ellerinden kayıp gidebileceğini tekrarlayıp duruyordu.

Geri dönüşü olmayan yola çoktan girilmiş, durumun içinde olmayan kimseler için kolayca söylenip geçilebilecek geri sayım başlamıştı. Despina, her şeyin farkında olan annesiyle birlikte geriye sayıyordu günlerdir. Ne zaman sonlanacağını ikisi de biliyor değillerdi ancak bunun uzun sürmeyeceğini haykıran çok fazla ipucu vardı. Geri sayım bittiğinde Helen'in gözleri bir kez daha açılmamak üzere kapanacak, Despina sonsuza dek onu kaybetmiş olacaktı.

Kapıyı çarpıp çıkmasına, dilinin ucuna gelenleri haykırmasına engel olan da bundan ibaretti. O kapı kapandıktan biraz sonra bir daha açılsa, Despina koca bir boşlukla sınanacağını biliyordu. Belki son birkaç gün, belki de son birkaç hafta kalmıştı elinde hepi topu. Bunu harcayabilirmiş gibi ağır gelse de kırgınlığına ve kızgınlığına yenik düşmeden sağlam durmayı deniyordu.

Düşten FarksızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin