|Bana unutmayı anlat -Cem Adrian,Emir Can İğrek|
****
İlla mutlu mu olmak gerekiyordu ? Hem mutluluk denen şey neydi ? Tam tersi duyguları yaşamak insana verilen en büyük cezayken, neydi bu duyguyu diğerlerinin arasında yücelten?
Mutlu olmayı bilmiyordu, belki de unutmuştu. Bunu annesinin gözleri kapanmadan önce ağabeyinin adını söylemesinde anlamıştı Umay. Son nefesinde oğlunun adını sayıklamıştı annesi.
Belki de tek suçlu benim. Yaşamayı hak etmiyorum ama ölünce nereye gideceğim? Annemin inandığı bir cennet vardı. Belki kendi cenneti annesinin yanına gitmiştir o da .Ben nereye gideceğim? Beni bekleyen tek şey kocaman bir karanlık. Tanrım eğer varsan cennetim kim bilmek istiyorum. Cennet gerçekten var mı bilmek istiyorum.
Umay, Tolga'nın büyük bedeninin arkasında küçük bir çocuk gibi gizlenmek zorunda kalmıştı.
"Bak işine birader ."
Ozan , ıslak saçlarını elleriyle karıştırıp güldü."Keko çocuk." Kafasını Umay'ı görmek istermiş gibi yana çevirdi ancak Tolga buna izin vermemişti. Kendini küçücük hissetti. Ozanı görmek umuduyla vücudunu Tolga'nın yanına getirmek istese de adamın buna izin vermeyeceğini biliyordu.
"Ve tatlı kız ilişkisi. Bir dakika seni hatırlıyorum."
Ozanın dengesiz olduğu her hareketinden belliydi ya da sadece kötü bir gün geçiriyordu.
Tolga tek eliyle adamın omzunu tutup itti .
Ozan iki elini yukarı kaldırıp gülmeye başladı ."Dostum sakin ol sadece bir şeyden emin olmak istedim.""O, bir şey emin olduğun son şey olabilir, hadi bak yoluna."
Dışarıdan bakan biri, bu iki yakışıklı adamın genç kız için kavga ettiğini düşünebilirdi ancak durum hiçte öyle değildi. Tolga mesleği gereği, ağabeyinin deyimiyle camdan yapılmış bebeği koruyordu. Ozan ise sadece salt bir merakla genç kızı görmek istiyordu.
"Mağaranız yakında değilse sizi bırakabilirim."
Umay, ozanın yaptığı bu gizli benzetmeye gülmek istedi. Onları sevgili sandığı her halinden belliydi .
Tolga Umay'ı belinden tutup kaldırıma, bez bir bebeği koyarmış gibi koydu ."Evet sen bana denyo diyen kızsın tanıdım seni ."
Umay , dikkat çekici tek özelliğinin ona 'denyo' demiş olmasına içerlemişti bir an .
Kız hapşırınca, Tolga üstündeki ceketi çıkartıp omuzlarına koydu ve Ozan'a dönüp "Bir yere bırakmana gerek yok ,yol al ." Dedi
Tolga avına yaklaşan bir aslan gibi ozanın yanlış bir hareket yapmasını bekliyordu.
Ozan, oflayarak tekrar Umay'a döndü. "Çantalarımız karışmış olmalı, küçük sevgilin acaba bana ne zaman çantamı iade eder? Yetiştirmem gereken çizimlerim var içinde."
Umay gözlerini kocaman açtı. Tilkili anahtarlığın ona ait olmadığını gördüğü ilk an anlamış olmalıydı. Çantasının içine günlüğünü koymamış olmayı umdu. Çocukluğundan beri her anını ona yazardı ve bu yabancının yaşamını öğrenmesini istemiyordu.
"Ben karıştığını b-bilmiyordum."
"Onu anladım zaten dünden beri çantanı arama zahmetine girmedin."
Oluşan kısa sessizlik her iki adamın da sinirini bozmuş olacaktı.
Tolga sıkıntıyla oflayıp bir küfür savurmuştu ."Hey cevap verecek misiniz ? Cidden film çektiğinizi düşünmeye başlayacağım."
![](https://img.wattpad.com/cover/353732392-288-k323840.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UNUTMAYI ÖĞRET
Romantik"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza. Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder." Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...