44-Ölümle Yaşam Arasında

76 9 1
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
İyi okumalar.
***

Gözlerini araladığında eli ıslak yanaklarına gitti. Ne ara uyuduğunu ne ara o kabusu görüp uyurken göz yaşı döktüğünü bilmiyordu. Açık balkon kapısından gelen soğuk kemiklerini dahi ürpertirken ruhunun ince bir dal gibi sallanıp durduğunu hissetti. Eli kalbine gitti. Bir keresinde nazlının suya rüyasını anlattığını görmüştü. O da mı öyle yapmalıydı?

Nefes alması öylesine zor geldi ki yan odanın boşluğu kalbine battı. Ağabeyi evde olsa şu an hiç çekinmeden yanına gider göz yaşlarını silip her şeyin iyi olacağını söylemesini isterdi.

Ayağa kalkmaya çalıştı. Dönen başı buna engel oldu tabii ki. Alt dudağını ısırıp kafasını tavana çevirdi. Gözleri boş duvarda asılıydı. Annesinin kanlar içerisindeki yüzünü görmek iyi gelmemişti. Senelerce hep aynı kabusu görse de neredeyse bir kaç haftadır kötü rüyalar ona uğramıyordu. Belki de annesinin ruhuydu işkenceler çektiren. Onu unuttuğunu mu düşünüyordu. Kafasını salladı. Annesini bir an bile unutmamıştı. Sadece yaşamaya çalışıyordu işte. Ayağa kalktı inatla. Üzerinde kırmızı pijama takımı vardı.

Banyosuna girip elini yüzünü yıkadı. Soğuk suyun iyi gelmesi gerekirken aksine daha kötü gelmişti. Dağınık saçlarını düzeltmek istedi. Aynada ki yansımada mahvolmuş bir kadın duruyordu. Hayatta en gram zevk almayan. Mutlulukları hep gölgeli olan o kadın. Sevmeyi bile beceremeyen aptalın tekiydi. Kendini dibe batırdıkça hep bir yani daha iyiydi. Güçlü olmak sanki hiç hakkı değildi. Hastanede kuzenini tokatlayan kendisi değil miydi ? Ağabeyine bana neden vurdun diye hesap soran o güçlü kadın değil miydi ?

"Kim olduğumu bile bilmiyorum."

Saçını tarayıp bağladı. Üzerini değiştirmek istese de üşengeçliği engel oluyordu. Zihninde hala annesinin solgun yüzü vardı.

Kendisini odasından attığında ağabeyinin odasının tarafa baktı. Kapısı kapalıydı. Horultularını duymayı dahi özlemişti.

Merdivenlerden inip mutfağa girdiğinde uyuklayan bir ozan beklemiyordu. Ellerini arkada bağlayıp kafasını geriye bağlamış ayakları masanın üzerindeydi.-Evet mutfak masasına ayaklarını koymuştu. Mine hanımın ortalarda olmadığı ne kadar da belliydi.-

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin