34-Hiç Gelmeyen Bahar

58 8 0
                                    

✓Bu bölümde rahatsız edici unsurlar bulunmaktadır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✓Bu bölümde rahatsız edici unsurlar bulunmaktadır.Etkilenecekseniz okumayın lütfen.🩷

***
İyi okumalar.
***

Kimse kimseyi bu kadar sevmemeliydi.Öyle ki sevginin bile fazlası felaketlere yol açabilir, solmaz denilen çiçeği soldurur hatta kışı bile erkenden getirirdi.Annesinin öldüğü zaman kendi dünyasında son kez çiçekler açmıştı.Bahar bir daha geri gelmemişti.

Bedeni büyümüştü büyümesine de ruhu kafesinde küçücük gelmişti.Belki bu yüzden Tolga 'küçüğüm'diye seviyordu onu.Ruhunu görebiliyor muydu cidden ?Hissettiği acıyı o da hissedebiliyor muydu?

Ben artık sadece kendi gözümden bakmıyorum demişti ama gelsin birde kendi gözlerinden baksın dünyaya.Nefes alabilir miydi o zaman?

İçindeki öfke gitmiyordu.Sedat komiserin belindeki silah sanki çıkacak ve yine sevdiği birine doğru doğrultulacak gibi hissediyordu.Yumruklarını Tolga'nın göğsüne doğru geçiriyordu.Adam inatla onu tutsa da başta sakinleşen bedeni oyun oynamış gibi tekrar bir sinir buhranına tutulmuştu.Hıçkırarak ağlıyor Tolgayı kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu.Sedat komiserin eli hala silahtaydı.Kafasını salladı.Burada durmaması gerekiyordu o silahın.

"Küçüğüm ne olur sakinleş."

Kafasını salladığı sırada ağabeyinin hasta önlüğü ile yanlarına koştuğunu gördü.Kolunda takılı serumu çıkarmış yanındaki hemşireden kurtulup yanına doğru gelmişti.Tekrar silaha baktı korkarak.

"Hayır."diye bağırdı.Tolgayı bütün gücüyle itip Sedat komiserin önüne geçti.Ağlamaktan önünü zor görürken "Yapma."diye haykırdı.Sanki ağabeyini koruma görevi ondaymış gibiydi.Gücünün vücudundan akıp gittiğini hissediyordu.Dizlerinin üzerine çöktü.

Sadece olduğu yerde olanları izleyen Sedat komiser şaşkındı görebiliyordu.Beyninin bir kosesinde onun zararsız olduğunu söyleyen kısık sesi karanlık tarafı bastırıyordu.İşte o yüzden dizlerinin üzerine çökmüş yalvarmaya hazırlanıyordu ya.

"Ölmesin artık kimse."

Bedenine zıt olarak sesi fazla çıkmıştı.Acıyarak ve korkuyla bakan insanların fısıltılarını duyabiliyordu.Yanına yaklaşmak için doğru zamanı kollayan Tolga'nın da gözünden akan bir damla göz yaşını görmüş daha çok ağlamaya başlamıştı.Bir damla göz yaşına sebep olmak öyle zorunda gitmişti ki.Neye üzüleceğini şaşırmıştı.Ona sevgisini sunan adamın göz yaşı olmuştu.

Doktorlar ve birkaç hasta bir filmin en acıklı sahnesini izliyormuş gibi duruyorlar sıralarının gelmesini bekliyordu.Tolga daha fazla dayanamayıp Sedat komiserin üzerine atıldı.

"Gidin buradan."

Sedat komiser ani darbenin şokuyla silahını eliyle saklayarak sinirle Tolgaya bakmış, yavaş adımlarla yanlarından ayrılmıştı.

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin