45- "On sekiz yıl on dakika"

50 10 0
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***Uzun zamandır yazmayı beklediğim bir bölümdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
Uzun zamandır yazmayı beklediğim bir bölümdü. O yüzden bölümü yazmam bir tık uzun sürdü. İyi okumalar dilerim.
***

Hayat ona en acımasız yüzlerinden birini göstermeye hazırlanırken aklını zehirli ama bir o kadar güzel düşüncelerle dolduruyordu. Belki o yüzden güzellerdi; beraberinde ölümü getirdiği için.

Ölüm.

Yine uğramıştı ama bu sefer canı dediği insana değil canı olması gerekirken aralarına duvarı kendi elleriyle ören insanı almıştı; dedesi artık yoktu.

Tanıdığı insanların ölümüne şahit olmak onun için lanetlenmek demekti. Sırf bu yüzden canına kıymak istememiş miydi?

Bu haberi Tolga rastgele radyoyu açtığında duymuştu. Kadın aynı şöyle diyordu; yıllardır müteahhitlik yapıp birçok projeye imza atan Necdet Gürsoy yatırıldığı hastane de uzun çabalar sonucu dayanamayıp gözlerini yumdu. Yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.

Yabancı biri gibi almıştı bu haberi. Ölen kişi dedesi değil de sanki başka biri gibi. Tolga arabayı durdurmadı. Ozan arkasına dönüp baş sağlığı dilemedi. Hayat hiçbir şey olmamış gibi normal akışında devam etti sadece.

Ceylin elini ellerinin üzerine koyunca gerildiğini hissetti. Ellerini çekip ondan uzaklaştı. Üzülmüş müydü? Hayır.

Üzülmemesiydi asıl mesele. Kalbinin bu kadar taşlaşacağını bilemezdi. İki amcasının ve o adamın yani babasının ne kadar üzülebileceklerini düşündü. Hayat böyleydi işte. Bir şekilde yoluna devam ediyordu. Kim ölmüş ya da öldürülmüş umurunda değildi. Giden gitmişti işte. Küçücük bedeni artık nefes almıyordu. Gidenler değil kalanlar önemliydi. Giden her neredeyse bir şekilde kurtulmuştu. Peki kalanlar? Onlara ne olacaktı?

"Ceylin’i bıraktıktan sonra mezarlığa sür."

Bu kararı vermesi 18 sene ve yalnızca 10 dakika sürmüştü. En uzun gelen on sekiz sene değildi düşündüğü on dakikaydı. Ceylin ne olduğunu anlamaya çalışırken Tolga arabayı aniden durdurdu.

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin