Not :Tam 3000 bin kelimelik bir bölüm yazdım🫡Anlık dert güncellemesi gelmese daha uzun yazacaktım ama diğer bölüme kaldı.Neyse #erkolarkapatılsın diyip kaçıyor bu yazar. 🩷***
Tolga'nın kollarındayken hissettiği huzur bambaşkaydı.Bu hissin birgün son bulacağı düşüncesi çoğu zaman boğuyordu.İçinde bir yerlerde zamanlarının git gide tükendiğini söyleyen ses cirit atıyordu.Buna inanmamak için her şeyini verirdi.Yine de biliyordu ki kalpten gelen hisler gerçeğin ta kendisiydi.
Ağabeyinin gözlerine bakmış , Tolgaya susması için bağırmıştı.Hangi hali gerçekti?Sessizce bir köşede ağlayan kız mı ?ağabeyine meydan okuyan kız mı ?
Neden ne hissettiğini bilmediği bir adamın kollarındaydı.Az önce ne kadar yakın hissediyorsa bir o kadar uzaktı şimdi.Suçlu hissetti kendini.Adam ne kadar netse kendisi tam tersiydi.
Sevgi denen şeyin kolay kolay içerisinde yeşermeyeceği aşikardı.Tolga acılarına perde çeken yegane insandı.Daha fazlası olmak istediğini biliyordu.Genç adam kendi topuğuna sıktığından habersizdi.
Ozanın sigarasının dumanını içeriye dolduğunda ela gözlerine dikti gözlerini.Bakışları ifadesizdi.Yüzündeki her zaman alaycı gülümsemesi düşüncelerini usta bir şekilde saklıyordu.
Ozanın gözlerinde geçmişine sünger çekmek zorunda olan o küçük oğlan çocuğunu ilk günden beri görmüştü.Sadece şimdi daha belirgindi.Ne yaşadığını bilmiyordu.Tek derdi işiymiş gibi davranan çoğu zaman kendi kendini ikinci plana atan biriydi.Bir an ne çok benzediklerini düşündü.Belki de sormalıydı sorması gereken soruları.Neden o zehiri çantasında bulunduruyordu?Neden çoğu zaman sessizliğinin ardında gizlenmiş olmasına rağmen hala cesur bir duruş sergiliyordu?
Tolga ne kadar aksa ozan o kadar karaydı.Zaman belki de tam tersi olduğunu gösterecek, onu tekrar hayal kırıklığına uğratacaktı.Gerçeklerle yüzleşmeye hazır olup olmadığı aşikardı.
"Bugün seansın olduğunu söylemek için gelmiştim buraya.Adamlarım buraya geldiğini söyledi."
Alayla gülüp tişörtünün uçlarını aşağı çekti.Belinden düşmek için an kollayan pijamasını tek eliyle tutup bakışlarını ozanda gezdirmeyi bıraktı.Zira bir an olsun kafasını kaldırıp bakmamıştı.Başka bir dünya da olduğunu anlamıştı.
"Beni takip ettirmekten ne zaman vazgeçeceksin abi ?"
Ters ters Tolgayı gösterdi.Ondan hiç haz etmediğini biliyordu.Sebebi canını sıksa da buna engel olamazdı.Yıllardır kanatlarının altında tuttuğu kardeşi bir anda başkasına gitmek isteyince hareketleri az bile kalıyordu.
"Sen bu herifi bıraktığında."
Hiçbir zaman o hâlde diye düşünmeden edemedi.Tolga hayatından çıkmak istemediği sürece bırakamazdı.Kim ruhunun ilacını elinin tersiyle iterdi?Kafasını salladı.Ağabeyinin haince planlar peşinde olmamasını umdu.Aksi halde affetmesi imkansızdı onu.
"Levent bey sadece uyuyorduk yanlış anlamayın lütfen."
Dakikalar önce yarıda kesmek zorunda kaldığı cümlesini tamamladığında üzerini düzeltmiş, Umay'ı hafifçe yanına çekmişti.Ne olursa olsun temas halinde olması şaşırtıyordu.
"Aksi mümkün dahi olamaz ama bu karşılaştığım durumun da bir bedeli olacak."
Sertçe yutkundu.Neyin bedeliydi ödemesi gereken?İyi hissettirdiği için mi bedel ödeyecekti.Ağabeyinin olması gereken yerde o olduğundan mı canını yakacaktı.Bunların hiçbiri olmayacaktı.Tolganın kılına zarar gelsin istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UNUTMAYI ÖĞRET
Romance"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza. Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder." Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...