29-Deliliğin Sınırı

81 9 8
                                    

Not:Yeni bir bölüm ve yine ben.Deli gibi Tolga Umay sahneleri yazmak istiyorum ama kaos ve dramdan beslenen tarafım daha ağır basıyor işte.🥹Ozanımı da çok özledim zaten neyse.Yeni bölüm Çarşamba ya da Perşembe günü gelecektir.

Birde ufak bir reklam yapacağım.💅Nora_1306 adlı çiçeğim yeni bir hikaye yazmaya başladı.Yeni kan arayanınız varsa kitabına bakabilir.🩷

***İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
İyi okumalar.
***

Hayatı koskoca bir dramdan ibaretti.Sevgi denilen şeyi seneler sonra tatmış kalbi, başka bir kalbi kırmıştı dakikalar öncesinde.Oturduğu kahvaltı masasına göz gezdirdi.Olmayan iştahı da kaçmıştı.Bir türkü ona söylediği şeyleri unutamıyordu.Tolganın kalbini bir daha toparlamamak üzere kırmıştı.Peki neden?Mavi gözlü adamla evlendirilmek uğruna.

Kendi kendine güldü.Hiç hak etmeyen biri için yaşadığı şeyler geçti gözünün önünden.Kimseye bir şey olmaması için kendi ölüm meleğinin koluna girip otelden çıktığı an yıkılmamak için zor durmuştu.Arkasına dahi bakmamıştı.Eğer bakarsa kesinlikle gidemezdi.

Birilerini terk etmek özellikle ailesinden kalan tek adamı ve onu sevdiğini iddia eden inci tanesini terk etmek çok zordu.İkisini bir daha göremeyecek olması kalbinde derin bir yara açmıştı.

"Ne gülüyorsun kızım deli deli?"

Kafasını çevirdi.Eline bıçağı alıp salladı usulca.Belki de cidden delirmişti bilmiyordu.İşleri daha çok abartıp o tımarhaneye kendini kapattırmak en iyisiydi.Deli gibi korktuğu deliğe kendi arzusuyla girmek istiyordu artık.

Sevim hanım bıçağa tersçe bakıp yanına gelmiş usulca almıştı.Tekrar güldü.Öyle ağız dolusu gülmüştü ki dedesi bile bir anlık irkilmiş, aptal devrim ise anlamazca ona eşlik etmişti.

"Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan birinin delirmesi çok olasıdır sevgili dedeciğim."

Alayla buruş buruş olan elini tutup sıktı.Hatta hızını alamayıp daha da çok sıktı.Dedesi rahatsız bir şekilde elini çekti.Anlamaya çalıştığı her halinden belliydi.Umay bile kendini anlayamazken dedesinin anlaması imkansız olurdu.

"Umaycığımın sinirleri bozulmuş olmalı."

Sevim hanım aklına bir şey gelmiş gibi yerinde kıpırdanıp kibarca gülümsedi.'Demek normal insanlar böyle gülümsüyor.'Tekrar gülmek istedi ama içinden gelmemişti.Bütün tadı kaçmıştı zaten.

Sevim hızla mutfağa gittiğinde tabağını öne itip ayağa kalkmıştı.Tabii devrimde onunla birlikte.Dedesi elini ağzını kibarca peçeteyle silmiş ikisini izlemeye başlamışt.

"Kalkarken izin almalısın Umay kızım."

Derin bir nefes aldı.Sandalyeyi çekip tekrar oturdu.Önündeki çaydan sevmese de bir yudum alıp dedesine döndü.Adamın yüzünde memnun olmuş bir ifade vardı.Oturup ölümü bekleyeceğine öz torununun kuyusunu kazıyordu resmen.Cidden cennet ve cehennem diye bir yer varsa bu adamı cehenneme bile almazlardı.Kötülüğün bile bir sınırı vardır.Emindi ki o sınırı çoktan aşmıştı yaşlı adam.

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin