|Another love -Tom odell|
Bazen insanı umutsuzluk değil, umut öldürür.
🩷Not: Bölümde intihar vs. gibi unsurlar mevcuttur.
***
Başka bir yaşamda , bambaşka bir formda olmak istiyordu . İlle bir insan olmasına gerek yoktu.Yaşadığı devirde evcil hayvanlar bile evlat gibi seviliyordu .Küçücük hayvanı kıskanması işten bile değildi ama kıskanıyordu işte.Umay, dünya üzerinde sevgiyi tatmış her canlıya karşı kör bir kıskançlık besliyordu.
Bir keresinde doktorlarından biri evcil bir hayvan almasını önermişti, tek sorununun sevgisizlik olduğunu söyleyen orta yaşlı, çerçeveli gözlük takan doktor bu teorisine saplantılıydı sanki.
O zamanlar 15 yaşında bile değildi.İntihar düşüncesi, aklından ara sıra geçiyordu sadece.Gözlerini kapatıp amcasının sorduğu soruyu kafasının içinde döndürüp durdu .Ozan telefonu kapattığı andan beri kim olduğunu sorup duruyordu.Tolga ise hala yoktu .Bütün odaları karış karış aradığına yemin edebilirdi.
"Başına iş açacak herhangi bir şeyse üzgünüm ki engel olmak zorundayım."dedi ozan soru sormayı bırakıp.Derin bir nefes aldı .Soğuk bütün hücrelerine işlemişti ."İntihar etmeyi aklından geçirme..."
Ozan, tek kaşını kaldırmış Umay'a bakıyordu şimdi.Amcasının sorduğu üç kelimelik soru bütün beynini işgal etmişti .
'Özgürlüğün için neyi feda edersin?'diye sormuş ve cevabını duymak için bekleyeceğini söyledikten sonra kapatmıştı.
Amcası kartları kapalı oynamak istiyordu.Tek derdinin para olmadığına o an emin olmuştu.Neredeyse kırklarının ortasına gelmiş bu adam , çocuk gibi oyun oynayacaktı kendisiyle .
'intikam.'diye fısıldadı Umay , ozanın duymamasını umut ederek.Neyin intikamıydı bu böyle ?
Annesininin katili kendi öz babasıydı.Biri intikam almak istiyorsa bu kişi kesinlikle amcası olmamalıydı.
Tek derdinin para olduğunu düşünmüştü Umay ama bu gece amcası kesinlikle bunun olmadığını kendi ortaya çıkarmıştı.
"Yine film mi çekiyoruz?"
Ozanın gereksiz sorusuyla , gözlerini ela gözlerine dikti.Tolganın huzur veren gözleri gelmişti aklına.Bu adam kesinlikle huzur vermiyordu.Sanki, ruhunu görüyormuş gibiydi.
Sigarasından bir duman çekip dışarı usulca üfledi."Sen kafayı sıyırmışsın kızım."
Söylediği son şey , vücudunun titremesine sebep olmuştu ."Bana kızım deme ."
Sesi gereğinden fazla çıktığı sıra, Tolga koşar adımlarla yanına gelmiş ozanı umursamadan , Umay'ı tutup baştan aşağı süzmeye başlamıştı.
"Neden hiçbir sözümü dinlemiyorsunuz?Şu it olmasa yerinizi öğrenemeyecektim."
Ozan gülerek , "it falan ayıp oluyor yalnız."diye mırıldandı.İkisi de farklı karakterlere sahiplerdi.Korudukları kişi kim olursa olsun , yine de anlaşamayacakları ortadaydı.
"Sen sesini kes.Umay hanım bana bakın lütfen neden kaçtınız?"
Ne diyebilirdi ki? Tolga'nın varlığı ona huzur verse de yalnız kalmak ona iyi geliyordu.Zehirli düşüncelerini başka türlü dışarı atamazdı.
"Yalnız kalmak istedim , özür dilerim."
Tolga anlayışla kafasını sallayıp yüzünü incelemeye devam etti . İnatla bir şey var mı diye gözlerini üzerinden ayırmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UNUTMAYI ÖĞRET
Romance"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza. Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder." Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...