Final-Yaralarımı Sen Sardın

71 2 4
                                    

*
Bazı vedalar acıtırdı. Karşındaki insanla geçirdiğin vakit paylaştığın duygular önemli değildi. Önemli olan sessizken paylaştıklarındı. Ozan üzgün olduğu her vakit yanına gelmiş başkalarının edemeyeceği sözleri cesurca söylemişti. Başta sorgulamıştı. Neden çoğu zaman sessizce yanına dikilen hiçbir şeyi umursamayan o adam öyle sözler ediyordu ?

Ozana bakmak kendine bakmakla eş değerdi. Ruhundaki acıyı görebiliyordu. Dökemediği göz yaşlarını bile onun yerine kendi dökmüştü bilmeden. Aynı şimdi olduğu gibii.

Tolga veda etme fikrine karşı çıkmıştı. Ağabeyi, arkalarından git konuşma bitince al diyene kadar da susmamıştı. Yine de buradaydı işte. Aylar önce geldiği bir tepenin benzeri bir yere getirmişti. Yolculuk boyunca hiç konuşmamışlar bir an olsun yüzlerine bakmamışlardı.

Arabanın kaputuna yaslanmış gök yüzünü izliyorlardı. Hava öyle soğuktu ki içi titriyordu. Kapüşonu kafasına geçirdi. Konuşmasını istiyordu ama konuşmuyordu. Sürekli sigara içerken şimdi içmiyor yalnızca yanında dikiliyordu.

"Artık ağlama Veronika."

Hava karanlık olmasına karşın sessiz iç çekişlerinden anlamış olmalıydı. Elini yanağına götürüp göz yaşlarını sildi. Ne sanıyordu ki? Ömrünün sonuna kadar yanında kalacağını mı? Bunu neden arzuladığını bile bilmiyordu.

"Gidince mutlu olacak mısın?"

Evet demesini arzuluyordu. Öyle ki elinden tutup lütfen mutlu olacağım de diye diretme gibi saçma bir isteği vardı.

"Mutlu olmak için gitmiyorum."

Kafasını salladı. Mutlu olmalıydı. Keşke ozan için çabalayan birileri olsaydı. İnsan tek başınayken kendi dünyasına öyle dalıyordu ki battığı yerden çıkmak istemiyordu.

"Peki neden gidiyorsun? "

Cevabını istiyordu. Yıllarca kafasının içinde dolandırıp duracaktı yoksa. En güzel anlarını bu soruyla mahvedemezdi. 

"Çünkü üçüncü teker olmaktan sıkıldım Veronika. Bana ait olmayan bir hikayede olmaktan sıkıldım. "

Demek kendini fazlalık gibi  hissediyordu. Elini dokunmalı mıydı? Fazlalık olmadığını söylerse belki de her şey geçerdi. Öyle çok istiyordu ki onlarla gelmesini. Olmadık zamanda olmadık laflar etmesini deli gibi özleyecekti

"Seni üzdüm mü?"

Evet derse ne yapardı? Hoş öyle şeyleri umursasa bile belli edeceğini sanmıyordu. Yalnızca dikkatini çeken noktalarda hikayeye dahil oluyordu.

"Hayır."

Tek tük cevapları sinirini bozuyordu. En çokta yüzüne dahi bakmazken böyle etkilemesinden nefret etmişti. Sandığından daha çok varla yok arası oluşuna alışmıştı.

"O zaman neden?"

İnatla sormaya devam edecekti. Kolayca başından atmasına izin vermek istemiyordu.

"Benim bir hikayem yok."

Yalnızca iç çekti. Hayatında tanıdığı en inat insandı. Ne derse desin ne kadar ağlarsa ağlasın gidecekti. Buraya gideceğini söylemek için gelmişti.

Hikaye içinde hikaye olmazdı. Onun için baştan yazılacak bir hikayeye ihtiyacı vardı.

"Sana değer veriyorum ozan."

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin