"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza.
Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder."
Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
** Yaşadığı süre boyunca hayatı bir pamuk ipliğine bağlı gibiydi. Çoğu zaman onu kendi elleriyle koparıp atmak istemişti. Şakaklarına bastırdığı namlu ucunu bedenini değil ruhunu öldürebilmek adına ellerine aldığında evren ona acımıştı. Çoğu kez inanmıyorum diye nitelediği Tanrı en güzel hediyesini sunmuştu.
Aslına bakarsanız tam olarak iyileşmiş değildi. Aldığı yara bir ömür kalbinde onunla kalacaktı. Annesine dair kötü anıları değil iyi anıları anımsamak istiyordu artık.
Bütün evi gezip durmuştu. Her bir odaya bakmış ancak onu bulamamıştı. Terk edip gitmiş miydi? Avuçlarını duvara yasladı. Göz yaşları her zamanki yanaklarından süzülmek için zaman kollamıştı. Titreyen alt dudağını ısırdı hüzünle. Defalarca kez gitmeyeceğim derken belki de kendini ikna etmeye çalışmıştı. Onu kendi arzusuyla seven tek insanı kaybetmiş olabilir miydi ? Merdivenlere baktı umutla. Şimdi oradan çıkıp gelecek ve çikolata kahvesi gözlerini gözlerine dikecekti. İşte o zaman hayat bir anlam ifade edebilirdi.
Umay Gürsoy devam edebilirdi.
*** Gözlerini araladığında istemsizce irkilmişti. Tolga tekli koltukta oturmuş yalnızca onu izliyordu. Reçel kucağında uyuya kalmış olmalıydı. Sessiz mırıltıları odada ki tek sesti. Buna Tolgayı gördüğü her sefer hızlanan kalbi de eklenmişti.
Bütün gece oturup izlemiş miydi? Komidinin üzerindeki çalar saate baktı. Gece yarısını biraz geçmişti. Eli ıslak yanaklarına gitti. Ağlayarak uyuduğu ilk zaman değildi. Yine de buna hiç bir zaman alışamamıştı işte.
"Uyurken sayıklıyordun."
Yatağın tam ortasında yatıyordu. Tolga'ya doğru yaklaşmak için oturur pozisyona geçti. Eliyle boş yeri gösterse bile Tolga kafasını olumsuz anlamda salladı. Omuzları hüzünle indiğinde Tolga'nın iç çekişi beraberinde gelmişti. Yavaşça ayağa kalkıp reçeli küçük kedi yatağına yerleştirip yatağa oturmuştu.
