7-Küçük Hırsız

99 15 0
                                    


|Dov'é l'amore-Cher|


"Ölüm korkusunu aşmadıkça insan için özgürlük yoktur.Ama intihar ile değil.Bu korkuyu aşmak için kendini bırakmamak gerekir.Hiç burukluk duymadan, korkmadan ölebilmeli."
(Albert Camus)
***
İyi okumalar..
🩷
***

Nazlı o gün , levent ve kardeşiyle birlikte bir kafede oturmuş bütün dikkatini sevgilisine verse de ara ara kaçamak bakışlarını Tolgaya fırlatan genç kızı izlemeden geri durmamıştı.

Umay, ilk hastalarından biri sayılırdı. Hocasının genç kızla konuşma çabalarını çok iyi hatırlıyordu ancak Umay aniden seanslara gelmeyi bırakmış ve hocası gizli bir memnuniyetle hastasını tedaviye ikna etmeye çalışmamıştı.

Nazlı, ne olursa olsun bunun etik bir davranış olmadığını biliyordu. Umay'ı ne olursa olsun iyileştirecekti. Gerekirse sürüklüye sürükleye onu seanslara kendi getirirdi.

Kafeden çıkmış ve sevgilisine küçük bir öpücük verip aile apartmanına doğru yürümeye başlamıştı.Umayla yaşama fikri kendisinden çıksa da zaman geçtikçe, o ruhu yaralı kızla nasıl aynı evi paylaşacağını bilmiyordu .Derin bir nefes alıp temiz havanın ciğerlerine dolmasına izin verdi ve apartmana girdi .

***

Eve girdiğinde, neredeyse hiç evde olmayan babasını çay içerken görmüştü. Herkesle kucaklaştıktan sonra usulca televizyonda aşkı memnu izleyen annesini dürttü.

"Baban damat adayımızı görmüş bugün ."

Sedat komiser kafasını salladı. "Sadece onu görmedim, küçük kız kardeşini de gördüm. Melek , cidden kızı görseydin acırdın haline. Ruhtan farksızdı."

Babasının sözlerine bir şey diyemezdi. Umay'ın ruh haline fazlasıyla hakimdi ve hastası hakkında konuşmak istemiyordu.

"Tahmin edebiliyorum. Zamanında davalarına pek bir meraklıydın."

Nazlı oflayarak ayağa kalktı. Kendine dolaptan su alıp bardağa doldururken konuşmaya başladı. "Buraya dedikodu yapmak için mi çağırdınız beni anne ?"

Suyunu alıp anne ve babasına dönmüş ve tezgaha yaslanıp onları izlemeye başlamıştı. Korkularını elbette anlıyordu ama o levente

bir şans vermişti ve onu nasıl kullandığını kendi gözleriyle her gün görüyordu.Kardesıne kıyasla, duygularını örtmeyi çok iyi biliyordu.

"Düzgün birine benzediğini kabul etmeliyim ama her şey para ve meslek mı , ya ailesi? "

Babasının, sinirlendiğini gözlerinde görüyordu. Annesi çoğu zaman sessiz ve umursamaz bir kadındı. Çayından bir yudum alıp televizyonu kapattı.

"Ayrıca bar işletiyormuş , araştırırken öğrendim."

Annesi gözlerini kocaman açtı . Nazlı şaşkınca bardağı tezgaha koyup onlara tekrardan döndü."O yüzden mi istedin kimlik numarasını baba ? Sana inanamıyorum."

"Nazlı, bana sadece avukatlık yaptığını söylemiştin."

Annesinin sesi şimdi bir hayli sesli çıkıyordu. Derin bir iç çekti .

"Alkol kullanmayı bıraktı."

Dudağını büzdü. Sevgilisi ara ara içse bile zamanla içmeyi bırakacağına dair söz vermişti ve ona güveniyordu.

"Ne malum yalan söylemediği?"

Babasının, leventten hiç haz etmemesi iyi değildi çünkü onların onay vermediği biriyle evlenemezdi. Sevgilisinin aşkı için savaşacağını umdu. Gerçi bu aralar savaşması gereken başka mevzular vardı.

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin